Endüstri mühendisliği, çok geniş bir yelpazeye sahip bir bölümdür. Örnek vermek gerekirse, bizim üniversiteden bu bölümden mezun olan kişiler strateji alanında, üretim, lojistik, pazarlama, insan kaynakları ve bilişim gibi birçok alanda çalışabilirler. Bu geniş yelpaze nasıl sağlanıyor? Benim en çok hoşuma giden nokta, endüstri mühendisliğinin disiplinler arası bir alan olması. İçinde mühendislik bilimleri, sosyal bilimler ve yönetim bilimleri var ve bu, size bir sistem bakış açısı kazandırıyor. Bir duruma bütünsel bir şekilde yaklaşabiliyorsunuz. Bu, bir sistem, bir varlık, bir kavram ya da bir organizasyon olabilir. Herhangi bir olguya, bütünsel sistem yaklaşımıyla bakma imkânı buluyorsunuz.

Bu size ne sağlıyor? Sistemin parçalarını ayırarak detaylı bir analiz yapabiliyorsunuz. Parçalar arasındaki ilişkiyi iyi bir şekilde çözümleyebiliyorsunuz. Ardından, bu parçaları tekrar anlamlı bir şekilde bir araya getirip etkili bir sentez oluşturabiliyorsunuz. Endüstri mühendisliğinin önemli avantajlarından biri de herhangi bir sistemi daha verimli hale getirmeye odaklanmasıdır. Bu süreçte matematiksel modeller kullanarak, sistemleri matematiksel olarak kurguluyor, modelliyor ve optimize etmeye çalışıyoruz. Optimum çözümleri keşfetmeye çalışıyoruz. Bu yaklaşım, son derece gerçektir; hayatın herhangi bir alanına, herhangi bir noktasına uygulanabilir. Dolayısıyla, hayatınızda karşılaşabileceğiniz pek çok problemde size büyük bir yetkinlik ve güç kazandırıyor. Ben de bu nedenlerden dolayı endüstri mühendisliğini tercih ettim.