Türkiye'de girişimcilik, ticari olarak genellikle özel sektör ile ilişkilendirilirdi. Sadece özel sektörün işi olarak algılanmaktaydı. Ancak son yıllarda girişimcilik, sadece özel girişimcilikten ibaret değil; akademik girişimcilik, iç girişimcilik, sosyal girişimcilik ve profesyonel girişimcilik gibi farklı boyutları da bulunmaktadır. Girişimcilik, inovatif düşünme ve yaratıcı modeller geliştirebilme sanatıdır. Bu durum, ticari ve profesyonel hayatta oldukça önemlidir.
Çünkü akademik dünyada, mevzuatın arkasına sığınarak mevcut durumu devam ettiren insanlar olduğu gibi, mevzuata rağmen yeni ve yaratıcı fikirlerle değişimi sağlayan kişiler de vardır. Profesyonel hayatta da bu durum aynıdır; sadece bir yöneticilik rolü üstlenen kişiler değil, aynı zamanda malı kendi malı gibi görüp dönüştüren girişimciler de bulunmaktadır.
Girişimciliği sadece özel sektör ve ticaretin bir gereği olarak düşünmemek gerekir. Biz de inovatif şeyler yapıyoruz. Türkiye'de olmayan projeleri hayata geçirdik ve bizim örnekliğimiz yoktu. Ancak, dünyayı iyi takip etmenin getirdiği bazı değişimleri, Türkiye’yi bildiğimiz için yeni yöntemler ve uygulamalarla bir araya getirdik. Yeni bir örgütlenme modeli oluşturduk, yeni davranış biçimleri geliştirdik.
Bu nedenle, 2004’te Odalar ve Borsalar Birliği ile girişimcilik algısını pozitif yönde değiştirmek için ortak bir çalışmaya başladık. Türkiye'de pozitif bir algı geliştirmek, girişimcilik kültürünün gelişmesi açısından önemlidir. Ancak henüz bu algı tam olarak oluşmamıştır. Hâlâ, bir iş yaptığınız zaman eski köye yeni adet getirmek veya "elini hamuruyla erkek işine karışma" gibi kalıplaşmış düşüncelerle karşılaşan bir toplumuz. İnovasyon yaratmadığınız ve mevcut düzene yeni bir soluk getirmediğiniz sürece girişimci olmanız zorlaşır.
Bu metin otomatik olarak oluşturulmuştur. Hataları bildirerek geliştirilmesine katkı sağlayabilirsiniz.