Anadolu Üniversitesi'ne yeni başlayacaklar için tavsiyeleriniz nelerdir?

( Alıntıdır: http://eskisehiredair.blogspot.com/ )

Eskişehir'de Öğrenci Olmak

Eskişehir'in birçok değerinden bahsettik. Sıra geldi şehre unvan katan değere.. Çok duymuşusunuzdur Öğrenci Şehri diye. Bu yazımızda bu şehirde öğrenci olmayı anlatacağız.

Her öğrencinin üniversite hikâyesi bir yaz ayında ÖSYM’nin sitesinde sonucu gördüğünde başlar. Orada Anadolu veya Osmangazi yazıyorsa o öğrencinin çok ciddi bir farkı vardır. O farkı Eskişehir'de öğrenim hayatını tamamlamış birinden anlatmaya çalışacağız.

Eskişehir otogarında yada tren garında başlar hikaye.. Bi' bavulun vardır yanında. Tanımadığın insanlar, tanımadığın topraklar... Devlet yurduna, aparta veya bir daireye yerleşirsin. Yerini yadırgarsın. Geldiğin yeri özlersin. İlk hafta böyle geçer, arada okul dersler ilk arkadaşlıklar. Bu noktada hikâyenin giriş kısmı bitmiştir.

Sonra ısınırsın bu şehre, yavaş yavaş sevmeye başlamışsındır. İlk zamanlar vaktin çoğu derslerde geçer, çevredeki insanları tanımaya çalışmakla bir de. Çekirdek kadro oluşmaya başlamıştır. 4 seneni emanet edeceğin insanlar girmiştir hayatına. Porsuk çayı etrafında çevrendeki insaları görmeden dolaşacağın, elini tutmaktan büyük keyif alacağın sevgilin olmuştur belki. Belki de çukurçarşıda sabaha kadar muhabbetine ortak olacak dostlar. Sonra en az 2 hafta da bir kahvaltını Doyuran'da yapmaya başlayacaksın. Bi' öğrenci kulübüne girecek sosyalleşecek daha çok dost biriktireceksin. Derslerde öğrendiğin teorik eğitimi unuttuğunda kulübün koşacak yardımına. Hepsini ve daha fazlasını pratiğe dönüştürme imkânı sağlayacak sana. Her şey çok yolundayken, onsuz yaşayamam dediğin, vaktinin çoğunu onla geçirdiğin, şehrin her metrekaresine beraber ayak bastığın sevgilinden ayrılacaksın. Ağlayacaksın, üzüleceksin. O an dostların çıkıverecek. Barlar sokağında sarhoş olana kadar içeceksin. Bi' çeyrek kokoreç ve biraz midye attıktan sonra evde hüzünlenmeye devam edeceksin. Sonra tekrar hayata karışmaya başladıkça unutacaksın yavaş yavaş. Yeni dostluklar belkide yeni bi’ sevgili unutturacak acılarını. Özel bi’ günde hep ismini duyduğun ama kolay kolay gidemediğin veya gitmekten hep çekindiğin 222 ile tanışacaksın. Gece kulübü eğlencesi başını döndürecek. " çok iyimiş lan " diyeceksin içinden. Gecenin sonunda İstanbul İşkembe'de bulacaksın kendini. Bu sırada dersler sınavlar hocalar derken okulu da bi yandan götüreceksin. Belki her şey yolunda olacak ortalaman yüksek gelecek belkide tam tersi. Yaz okuluna kalacak, Kışı ile meşur bu şehrin ( En az bir kere Porsuk Çayının donduğuna şahit olacaksın ) yazını yaşayacaksın. Yeni bir dönem başladığında ise henüz evde değilsen eve taşınma kararı alacaksın en yakın arkadaşım dediğin kişi ile, belkide tek. O evden ayrılma vakti geldiğinde hiç kolay olmayacak. Çünkü en özel anıların o kutuda geçecek. Özgür hissedeceksin kendini. Otorite sen olacaksın o evde. Senin evin senin hayatın senin sorumluluğun olacak. Dostlarını misafir edecek çat pat öğrendiğin yemekleri yapıncaksın onlara. Yemek güzel olmasa da muhabbetin tadı doyuracak sizi. Evinde birini misafir etmenin o eşsiz tadını hissedeceksin. Aile evinde misafir gelince kaçan o çocuk değilsindir artık. Sevgilin ile beraber yaşama tecrübesini edineceksin belki. Ev kirası, ev sahibi, su, elektrik vs. dertlerin olacak hayatında ilk kez. İyi kötü tecrübelerin birikecek. Okul ise zorlaşarak devam ediyor olacak bi’ yandan. Dostluklar ilerleyecek, paylaşılan acılar artacak, anılar birikecek. Artık şehirle ilgili kaygıların sona ermiş, şehrin her şeyini, hemen hemen her yerini öğrenmiş olacaksın. Gezmek, eğlenmek, dışarıda vakit geçirmek daha kolaydır artık. Şehri keşfetmeyi seven biri isen sanayi bölgesinde rodop köftecisinde köftenin en iyisi yiyecek, sofradan kalkarken bir daha bu mekana gideceğiniz tarihi arkadaşlarınızla kararlaştırıyor olacaksınız. Otogar tarafında Çiğerci Ahmet'i keşfedip yeni bi kıta bulmuşçasına sevineceksin. Vişnelik’te yatık döner yiyecek, mekânı sevdiğin dostlarına anlata anlata bitiremeyeceksin. Masa Balık restorana gidip bi’ yandan rakını içip bi’ yandan da gelecek olan hesabı dert edeceksin içinden. Adalarda -deli gibi- iyi bi' falcı arayacaksın. Doktorlarda gece yürüyüşlerine çıkacaksın. Döndüğün evde seni bekleyen biri varsa sevinecek yoksa kaygılanacaksın inceden. Gecenin bi' vakti çıkıp Shell'den bira alıp eve döneceksin. Belki yalnız belkide samimi bir dost ile o birayı yudumlarken okul kaygıları ile bi' sohbete başlayacaksın. Promil arttıkça eski sevgililer konuşulacak arka fonda Eskişehir Şiiri çalarken.

Son sınıfa geldiğinde bir kaç sevgili, bir kaç ev değiştirmiş, samimi sandığın dostluklardan kopmuş olacaksın. Artık tek kaygın "mezun oluyorum, iş bulmalıyım" olacak. Kariyer sitelerinde geçirdiğin vakitlerin çoğalacak. Mezuniyet balonu ve törenini yaşadıktan sonra okul ile ilişkini keseceksin ve sana diplomanı verecekler. Eğer akıllı biriysen o diplomanın bi’ kâğıttan ibaret olduğunu, 4 seneni o diploma için bu şehirde geçirmediğinin farkında olacaksın. Eşyalarını satacak evini boşaltacaksın. Anılarını biriktirdiğin o kutudan ayrılmak çok zor olacak. Acısıyla tatlısıyla en az 4 seneni geçirdiğin bu şehre veda vakti gelmiştir artık. İlk geldiğinde yanında olan bavul yine seninledir. Bir de seni uğurlamaya gelen arkadaşların vardır yanında. Trene ya da otobüse atlayıp terk edeceksin bu şehri belki ama emin ol dostum bu şehir seni hiç bir zaman terk etmeyecek. Bu şehrin suyundan içmiş, bu şehrin suyu ile yıkanmışsındır. Bu şehrin esnafı ile muhabbet etmişsindir. Bu şehrin kaldırımlarında hayatının hiç bir anında unutamayacağın ayak izlerin vardır. Velhasıl bu şehirde öğrenci olmak farklıdır arkadaş. Hakkıyla yaşamayacaksan yaşama bence. Arkana bakmadan terk et daha iyi. Ve şunu hiç bir zaman unutma;

" Eskişehir'de kedi gibi yaşarsın, ayrılınca da köpek gibi özlersin"

Alıntıdır:

http://eskisehiredair.blogspot.com/

Bu soruya verilmiş 47 cevap daha var.