Son 1,5 yıldır Siemens Türkiye'de 3i programından sorumluyum. Çalışanlarımızdan yıllık ortalama 1.500 ila 2.000 civarında öneri geliyor. Türkiye'deki 3i program yönetimi olarak öncelikli görevimiz genel merkezimizle de bilgi alışverişinde bulunarak, en verimli süreç ve kuralları organizasyonumuza entegre etmek, böylece çalışan önerilerinin en doğru birimlere yönlendirilmesi ve bu birimlerde en hızlı ve etkili şekilde değerlendirilmesini sağlamak. 3i uygulamasının şirket bünyesinde tanıtımı, görsellerin üretimi, eğitimler ve çalışanların teşviki de yine 3i program yönetiminin sorumluluklarının arasında.
Programın bence en değerli yanı Siemens'in çalışanını uzmanlaştığı alanda sınırlamayıp her alanda fayda yaratmalarına olanak sağlaması ve görüşlerine değer verilip uygulandığını çalışana birebir hissettirmesidir. Uygun görülmesi durumunda çalışanlarımızın önerilerini şirket bünyesinde hayata geçiriyor ve projenin yarattığı değerle orantılı maddi geri dönüş sağlıyoruz.

Siemens müşteri odaklılık çerçevesinde hem yapısını hem çalışma kültürünü her geçen gün dinamikleştiriyor. Bu çerçevede iş yapış şekli olarak da gençlerin de daha çok sevdiği HIZLI, SONUÇ-ODAKLI bir yaklaşım sergiliyor. Çalışanlara olabildiğince yüksek sorumluluk verip insiyatif almaları destekleniyor. Bu yaklaşım ise ileride liderlik pozisyonlarında görev alacak bizler için şimdiden kendimizi test etme imkanı veriyor.
Bunların yanında Siemens iş-özel hayat dengesinede oldukça saygılı bir şirket. Hatta özel hayatınızda destek alabileceğiniz birçok uygulamaya sahip. Örneğin "Çalışan Destek Programı" ile özel hayatınızda karşılaştığınız, hukuki bir konuda avukata danışmak, misafirleriniz için rezervasyon yardımı almak veya çocuğunuzun sağlığı ile ilgili bir soru sormak gibi konularda profesyonel kişilerden telefon aracılığıyla dilediğiniz zaman hizmet alabiliyorsunuz. Bu hizmetten Siemens çalışanlarının birinci derece akrabaları da faydalanabiliyor.

Siemens dünya üzerinde sağlık, endüstriyel otomasyon ve enerji otomasyonunda en deneyimli şirketlerin başında geliyor, hatta dünya lideri. Son dönemlerde endüstriyel otomasyonda yazılımın üstlendiği rol daha da artmaya başladı. İnternet teknolojilerinde görülen bu yenilikleri Siemens'in iş alanlarından olan endüstri, tren, enerji, sağlık vb. alanlarda da görmeye başladık. Örneğin normal bilgisayarlarda kullandığımız internet protokolleri bir süredir endüstriyel otomasyonda da kullanılmaya başlandı. Dolayısıyla dikey IT denen bir kavramla birlikte yazılım şirketlerinin yaptıkları işler ile Siemens ve benzeri global liderlerin yaptıkları işler daha fazla örtüşmeye başladı.

Dikey IT'nin mantığı dikey entegrasyonla birlikte yazılımın yazılım dışı alanlarla entegre edilerek bütünsel çözümler üretilmesi. İleride bu gibi şirketlerin Siemens'in endüstri ve otomasyondaki deneyim ve tecrübesinden faydalanmalarını ve işbirliklerini görmek mümkün olabilir. Bu gelişmeler ister istemez Türkiye'yi de etkiliyor.

Siemens benim tam zamanlı iş anlamında 3.şirketim. Ancak Siemens'i bu kategoride diğerlerinden farklı bir yere koyuyorum. Siemens'i ben bir işten ziyade bir ev, aile gibi görüyorum. Yaklaşık 7 senedir çok keyifle çalışıyorum, dolayısıyla Siemens'e olan bağlılığım çok yüksek seviyede.
Kendini hiç tekrarlamayan bir işim oldu; ücret ve yan haklar dışında insan kaynaklarının her alanında tecrübe edindim. Çalışan bağlılığı araştırmaları, liderlik gelişim programları, yetenek yönetimi, performans yönetimi ve yetkinlikler, eğitim, globaldeki entegre yazılımların Türkiye'ye adaptasyonu, üniversitelerle olan ilişkiler, Siemens'in üniversite gençliği nezdinde bir işveren olarak doğru şekilde tanıtılması ve işveren marka yönetimi kapsamındaki birçok aktivite ve süreçten sorumlu oldum. Dolayısıyla birçok partnerle çalışma şansım oldu. Keza, 6 yıl boyunca kariyer şenliği de en önemli sorumluluklarımdan bir tanesiydi.
Altı yılın sonunda Dijital Fabrikalar ve Process Endüstrileri & Sürücüler grubu ve tüm kurumsal destek bölümlerinin (Kurumsal Teknoloji dışındaki) HR Business Partner'lik görevini devraldım. Bu kapsamda toplamda 500 civarı çalışana hizmet veriyorum. Buna ek olarak Siemens'in global performans yönetimi süreci sorumluluğunu yürütmeye devam ediyorum.

Aslında rolleri paylaşıyoruz. Yani pek çok kariyer etkinliğinden farklı olarak burada başrol İnsan Kaynaklarında değil. İnsan Kaynakları bölümünün dışında kalan iş alanlarındaki çalışanlarımız oldukça aktif rol oynuyorlar. CEO'muz, yönetim kadroları, İK Direktörü, divizyon ve iş koluna dair fikir verebilecek, sunum becerisine uygun uzmanlar katılıyor. Görevli çalışanlarımız da oluyor. Biz de İK ekibi olarak tüm gün boyunca destek veriyoruz. Mesela, çadırların birinde raylı sistem (mobility) alanındaki sorular cevaplanır, sunumlar yapılırken, farklı birinde enerji yönetimine dair bilgi alışverişi yapılıyor. Bu sene şenliğimizde Sürdürülebilir Enerji, Akıllı Altyapılar, Üretimin Geleceği, Sağlık çadırları olacak. Hatta part-time çalışan bursiyer arkadaşlarımız da orada bulunacak ve öğrenci olan Siemens çalışanları olarak misafirimiz olan öğrencilere bilgiler verecekler.

Siemens yüksek teknoloji ürünleri üreten bir şirket olduğundan, çoğu eğitim başlığımız içerik olarak teknik detaylar içeriyor. Bu eğitimleri veren eğitmenlerimiz sektöründe derin bilgi birikimi ve tecrübede, müşteri tarafını da bilen ve iyi iletişim becerisine sahip danışmanlarımızdır. Dolayısıyla özel dizayn edilen programlarımız katılımcılarımızın işlerinde kullanacakları bilgileri edinmelerini sağlamaktadır.
Yine Beceri ve Kişisel Gelişim alanındaki eğitimlerimiz, Temsil Yeteneği, İnsan İlişkilerini İyi Kurabilme gibi birçok yetkinliği geliştirmek üzere oluşturulmuştur.
Bununla birlikte, eğitimlerin memnuniyetini her yıl düzenli olarak ölçüyoruz. Şu anda memuniyet oranı 4 üzerinden 3,7. Bir eğitimin faydasını gerçek bir ürün gibi ölçümlemek ne yazık ki çok kolay değil. Ancak buna rağmen hem katılımcının kendisinin hem de yöneticisinin değerlendirmelerini ayrıca alıyoruz. Eğitimin çalışanın yetkinlikleri üzerindeki etkisini yöneticisinden tarafsız bir gözle notlamasını istiyoruz.