Mobil geliştiriciler olarak günlük işleriniz nelerden oluşuyor?

Mesela, her sabah veya belirli zamanlarda kendi istatistiklerimizi paylaşıyoruz. Böylece yaptığınız şeyin farkına varıyorsunuz. Farkındalığınız ortaya çıkıyor ve kullanıcıların tepkisini daha fazla anlamaya başlıyorsunuz. Mobilde, mesela, örnek verelim, yaptığımız bir uygulama video izleten bir uygulama. Sonuç olarak, video izlenme sayısını paylaşıyoruz. Günlük verileri, geçen haftaki aynı günle karşılaştırıyoruz. Böylece yaptığımız değişikliklerin etkisini doğrudan görebiliyoruz; pozitif ya da negatif olarak iniş ve çıkışları fark ediyoruz. Ona göre, dediğim gibi, kodla veya arka planda iyileştirmeler yapmak durumundayız.

Örnek vermek gerekirse, video izlenme verilerini, aktif kullanıcı sayısını, sayfa ziyaretlerini paylaşıyoruz. Daha sonra oturum sayılarına bakıyoruz; kullanıcılar uygulamada ne kadar süre geçirmişler? Mesela on dakika, on bir dakika. Şu anda ortalamamız on bir dakika civarında. Bir kişi ortalama olarak tahmini olarak altı ila yedi video izliyor. Ayrıca, Android kullanıcıları için bu sayı on video ile yedi video arasında değişiyor. Diğer uygulamanın içindeki her buton ve sayfanın analizleri de yapılıyor. Merak ettiğimiz başka şeyler varsa, o verileri inceliyoruz; örneğin, bu butona kaç defa tıklanmış, Facebook'ta kaç defa paylaşılmış. Şu anda video yükleme özelliği eklendi. Mobil telefondan izlerken üzerine video yüklenebiliyor. Bu sayıların ve hataların analizi çok önemli.

Burada önemli bir nokta var; web üzerinde olan hataları görmek daha kolay. Ancak, kullanıcının üzerinde yaşadığı hatalar bağlantı kalitesine, telefonun donanımına göre değişiyor. Yüksek donanımlı bir telefonda sorun yaşamazken, düşük RAM, düşük işlemci, düşük ekran çözünürlüğü veya telefonun doluluk oranı gibi etkenler sorun yaratabiliyor. Geliştirici arkadaşların bu durumlardan haberdar olmaları gerekiyor. Örneğin, Windows'ta bir uygulama geliştiren biri için sorun yoksa, internet tarayıcısında çalışıyorsa tamamdır. Ancak Android üzerinde bir uygulama geliştiriyorsanız, bir Galaxy S3 ile Galaxy Jio gibi iki yüz liralık bir telefon arasında büyük farklar olabiliyor. Bu donanımsal eksiklikler göz önünde bulundurulmalı.

Mesela, bir telefonda GPS bulunurken, diğerinde olmayabilir ya da ön kamera yoksa, kamerayla iş yapacak olan arkadaşlar için bu durum sıkıntı yaratır. İşlemci hızı ve RAM, video uygulamaları için önemli faktörlerdir. Kullanıcılar kategori seçtiklerinde, örneğin arabalarla ilgili videoları izlerken, her videonun küçük resmi ve adı ekranında çıkıyor. Kullanıcı, ne kadar çok gezinirse, bu bilgiler cihazda tutuluyor ve bir süre sonra cihazın belleği dolabiliyor. Bu durum, özellikle eski telefonlarda daha fazla sorun çıkarabiliyor. Bu yüzden, kullanıcı deneyimini optimize etmek için mümkün olan en düşük kaynak kullanımını sağlamak, daha verimli yöntemler bulmak kritik öneme sahip.

Mobil geliştiricilerin dikkat etmesi gereken bir diğer unsur, donanım ve bağlantı kalitesidir. Internetin gittiği durumlarda uygulamanın nasıl tepki vereceğini de test edilip uygun şekilde kod yazmaları gerekiyor. Gerekli müdahalelerde, bağlantı kesildiğinde kullanıcıya uyarılar göstermek veya verileri önbelleğe alarak kullanıcıyı mağdur etmemek önemli. Bağlantı geri geldiğinde uygulamanın aktif hale getirilmesi gerekiyor. Bilgisayar programı yazmak, internetin sıkça kesilmediği için daha kolay olabilirken, telefonda video yüklerken, örneğin 3G’nin 2G’ye geçişinde sorun yaşayabiliyoruz. Bu şekildeki sorunlarla baş etmek, daha fazla zaman ve çaba gerektiriyor. Aslında, vaktimizin çoğunu bu kontrollerle harcıyoruz.

Heyecan verici bir örnek vermek gerekirse, havalimanında seyahat sırasında bekleme alanında iki iPad ile karşılaştım. Birinde döviz uygulaması vardı ki bu, iPad için geliştirilmiş bir uygulama değil. Sadece telefon versiyonu mevcut. Kullanıcıların o uygulamayı nasıl seyredip kullandığını gözlemlemek gerçekten gurur verici bir durum. Askerdeyken de, bir komutanın telefonunda sinemalar uygulaması olduğunu hatırlıyorum. Her cuma o uygulamadan bildirim alıyordum ve eşimle birlikte filme gitmeden önce açıyordum. Herhangi bir yerde açık bir şekilde bu tür uygulamaların kullanılabilmesi gerçekten oldukça keyif verici. Yolda yürürken ya da bir arkadaş ortamında bu uygulamaları görebilmek, yaşadığımız bu deneyimleri daha anlamlı kılıyor.