Vaktin çok büyük bir çoğunluğunda, yaklaşık %70-80’inde müşteri tarafında oluyoruz. Ancak ve ancak sahada olduğumuz zaman, müşterinin ihtiyaçlarını anlayıp onlara çözüm getirebiliyoruz. Geriye kalan %20-30’luk kısımda ise ağırlıklı olarak şirket içi toplantılarla, bölüm toplantılarıyla, telekonferanslarla ya da mailleri toparlamakla geçiyor. Yani ağırlıklı olarak vaktin çok büyük bir çoğunluğu müşteri tarafında ve iş ortaklarında geçiyor diyebilirim. Şu andaki müşterilerimin hepsi Türkiye'den müşteriler. Bankalara bakıyorum. Tabii bankaların yurt dışı sahiplikleri var. Dolayısıyla yurt dışıyla da ister istemez sürekli olarak temasta olmanız gereken durumlar olabiliyor. Türkiye'deki bir bankanın yurt dışı ana merkezi ile veya yurt dışı ana merkezindeki Microsoft’taki Müşteri İlişkileri Yöneticisi ile sürekli görüşüyor durumda oluyorsunuz. Bu sayede yurt dışında yapılan stratejileri Türkiye'de uygulayabilme ve yurt dışı ile senkronize bir şekilde işleri devam ettirmeyi sağlamış oluyorsunuz.