İstanbul Üniversitesi'nin Kimya Fakültesi’ni bitirdikten sonra, birkaç yıl farklı alanlarda çalıştım. Mühendis unvanıyla çeşitli işlerde görev aldım. Bu yaşımda, yirmi yedi veya yirmi sekiz yaşındayken, “Bunu yapabilir miyim?” diye düşündüm. Bir yandan yeni şeyler öğrenmek istiyordum ama bir yandan da içimde bir tereddüt vardı. Kendimi oturup çalışmaya adadım. İçinde bulunduğumuz dünya artık yazılım alanında gerçekten çok açık bir dünya. Her türlü imkân ve fırsat var. Gelişiminizi sağlayacak kaynaklar internette oldukça rahat bir şekilde bulunabiliyor. Ya da makul ücretlerle alabileceğiniz online dersler mevcut.
Burada tamamen insanların isteği önem taşıyor. Yani bu süreçten keyif almak gerekiyor. Ben, bu durumu bir iş olarak görmemek gerektiğini düşünüyorum; iş edinme kaygısıyla yaklaşmamak lazım. Belki bu durum her alanda geçerlidir. Ancak benim hikâyem yazılımcılık üzerine gelişti. Sevdiğiniz bir alanda çalışmak isteğiniz olduğunda, zamanla bu konuda derinleşiyorsunuz. Bir süre sonra, bu kulağa oldukça heyecan verici gelmeye başlıyor.
Aslında herkesin yapabileceği bir iş yazılımcılık, her yaştan insan bu alana girebilir. Ancak içsel bir istek, arzu ve çalışma hevesinin mutlaka olması gerekiyor. Çünkü bunlar yoksa, iş oldukça zahmetli, karmaşık ve sıkıcı hâle gelebilir. Sürekli bilgisayar başında oluyorsunuz, yeni şeyler öğrenmek zorundasınız. Teknoloji inanılmaz bir hızla gelişiyor ve siz sınırlı insan gücünüzle bunu yakalamaya çalışıyorsunuz. Ayrıca, bu alan insanların ortak eforuyla ilerliyor; çok demokratik bir ortam. Herkes bir şekilde projelere katkıda bulunuyor ve ortaya daha büyük işler çıkıyor. Bu durumu devamlı takip etmek zorundasınız ve bu da çok heyecan verici bir unsurdur.
Kültürel olarak dünyayı ileriye taşımada bir parçasıyla bile yer almak gerçekten keyifli. Herkes bu alana girebilir; yeter ki merak, istek ve arzuyla hareket etsin.
Bu metin otomatik olarak oluşturulmuştur. Hataları bildirerek geliştirilmesine katkı sağlayabilirsiniz.