Mikal departmanı, aslında düşünüldüğünden çok daha fazla enerji gerektiren, çok daha aktif bir departmandır, özellikle Abdi İbrahim İlaç firmasında. Çünkü burada hem çok fazla okuma yapmanız gerekiyor. Öncelikle bilimi sevmeniz ve bilimin içinde kalmayı istemeniz şart. Seyahat etmeyi sevmeniz de önemli, çünkü hem sağlık ziyaretlerine gidiyorsunuz, hem kongrelere katılıyorsunuz. O kongrelerde birçok şey öğreniyorsunuz ve ardından tekrar sağlık ziyaretlerine gidip bu öğrendiklerinizi birlikte çalıştığınız arkadaşlarınıza aktarma şansınız oluyor.
Bu süreç, iki yönlü tatmin sağlıyor: Birincisi bilimsel bilgi, ikincisi de meslektaşlarınızla birlikte çalışmak. Eğer bilgileriniz sağlamsa, onlar arasında bilgi alışverişinde bulunuyorsunuz ve deneyimlerini öğrenmeye çalışıyorsunuz. Çünkü sonuçta henüz hekimlik yapmadığınız için teorik bilgiye hakim oluyorsunuz; diğer bir paydaş olan hekimlerimiz ise pratiğe hakim. Dolayısıyla pratiği de öğrenmek istiyorsunuz ve bu bilgi alışverişi tatmin edici bir deneyim sunuyor.
Üçüncü olarak, bir eğitmen kimliğiniz var. Eğer öğretmenlik yapma gibi bir isteğiniz varsa, bunu da gerçekleştirebiliyorsunuz. Sağ ekiplerinize bazen bir öğretmen, bazen bir arkadaş, bazen de bir ağabey edasıyla ürün bilgisi, hastalık bilgisi ve ilaç bilgisi veriyorsunuz. Hem kendi ilacınızın hem de rakip ilaçların bilgilerini paylaşıyorsunuz. Böylece öğretmenlik tarafınızı da tatmin ediyorsunuz.
Eğer sahneyi seviyorsanız, sahne duygusunu tatmin etme fırsatı buluyorsunuz. Çünkü size bir sahne sunuluyor ve o sahnede arkadaşlarla eğitim yapıyorsunuz. Bazen tanımadığınız bir kliniğe gidip, tanımadığınız hekimlere ürününüzle ilgili sunumlar gerçekleştiriyorsunuz; bu da sahne ile ilişkilendirilebilecek bir durum. Şu anda aklıma gelenler bunlar.
Bu metin otomatik olarak oluşturulmuştur. Hataları bildirerek geliştirilmesine katkı sağlayabilirsiniz.