Bir taraftan ekip yönetmek, diğer taraftan iş yönetmek önemli bir denge gerektiriyor. Dediğim gibi, yirmi dört kişilik büyük bir ekibiz ve Ankara tarafında da faaliyetlerimiz var. Çünkü doğrudan devletlerle, özellikle Sağlık Bakanlığı ile çalışıyoruz. Aslında müşterimiz Sağlık Bakanlığı, dolayısıyla her gün orada birinin bulunması gerekiyor ve bu kişi yerleşik birisi olmalı.

Abdi İbrahim’in belli bir stratejisi ve ürün portföyü var. Bu stratejiye doğru giderken, Abdi İbrahim'e hizmet edecek, katkı sağlayacak ve büyütecek yeni ürünlere ihtiyaç var. Departman olarak, o stratejiye hangi ürünlerle katkı sağlayabileceğimizi belirleyeceğiz. Her projeyi ayrı olarak ele alırım. Projelerin planlamasını yapmak ve ruhsat stratejisini geliştirmek benim görevim.

Burada önemli olan, Sağlık Bakanlığı'nın ruhsatlandırmada ana müşteri olması. Örneğin, ilaç mı ruhsatlandırıyorsunuz? Kozmetik mi? Tıbbi cihaz mı? Reçeteli mi, reçetesiz mi satacaksınız? Yurt dışında mı üreteceksiniz, yoksa yurtiçinde mi imal edeceksiniz? Tarım Bakanlığı'na gıda takviyesi mi istiyorsunuz? Hangi ürünün özellikleri, hangi bakanlığa veya hangi stratejiye uygundur noktası üzerinde karar vermeliyiz.

Pazarlamayı yönlendirmek, iç müşterilerimizle olan ilişkileri geliştirmek gibi önemli bir rolümüz var. Projeleri hayata geçirmek, Abdi İbrahim’in portföyüne ve stratejisine uygun olarak zamanında ürünün pazara verilmesini sağlamak da görevlerimiz arasında. Aynı zamanda, Abdi İbrahim olarak global firmalarla çalışıyoruz çünkü yurt dışı bağlantılarımız ve lisansörlerimiz var. Onların ürünlerini üretiyor, Türkiye'ye getiriyor ve ithal ediyoruz. Bu bağlantıları yönetmek de hem günlük operasyonlarımız hem de görev ve sorumluluklarımızdan biri.

Zamanında ruhsatları almak, onaylarını almak ve halihazırda Abdi İbrahim’in büyümesine katkı sağlayan, şu anda piyasada olan ürünlerin canlılığını sürdürmek önemli sorumluluklarımızdan biridir.