İTÜ, aslında Türkiye’nin bir simgesidir. Gerçekten de Türkiye'de gördüğüm bütün unsurları, kavramları ve özellikleri içinde barındırıyor. Yani birçok farklı katman var. İTÜ’lüler tevazu sahibidir, çalışkandır ve gerçekten disiplinlidir. Bir işi sonuna kadar götürür ve bitirir. En azından sonuç alır; hiçbir işi yarım bırakmaz. İTÜ'lü olmak gerçekten ayrı bir duygu ve kendine özgü bir deneyimdir.
Gençlere tavsiyem, eğer kendilerine güveniyorlar ve büyük havuzda, büyük denizde, okyanusta boğulmak istiyorlarsa, yüzmeyi burada öğrensinler; küçük derelerde boğulmasınlar. Çünkü buranın atmosferi ve iklimi farklıdır. Büyük bir okul olmanın çok farklı bir ayrıcalığı var. Bunu ancak burada okurken ve bitirdikten sonra hissedebiliyorlar, yaşadıkları tüm deneyimlerin hem acısıyla hem tatlısıyla farklı bir havası var. Hatta kötü yaşadıkları bir anıyı bile sonradan düşündüklerinde, o anının çok değişik hazlar verdiğini fark edecekler.
İTÜ’lü olmak, aslında bir üst kimlik kazanmak anlamına geliyor. Bunun çok farklı tarifleri var; mutlu olmak, bu üniversitenin mensubu olmak, bu üniversiteye aidiyet bağı kurmak ve burada bir diploma sahibi olmak bunların hepsi farklı şeyler. Ama çok basitçe söylemek gerekirse, gerçekten açılmayacağı kapı yok. Etkili olmak, farkındalık sahibi olmak ve farklı olmak demek. Mezun olduğunuzda ayrı bir kulübün üyesi gibi hissediyorsunuz. Hani İngilizce yazarlar ya "members only" diye; buranın üyeleri farklı. İTÜ rozetini taşımak, onu gururla göstermek farklı. Uçakta veya seyahatte İTÜ’lü olarak tanınmak, ayrı bir tif görmesi sağlıyor.
Ankara'da da çok büyük bir ayrıcalık var. İTÜ rozeti geçtiğinizde, farklı bir algıyla karşılanıyorsunuz. Ama farklı yerlerde tek üniversite denince, akla ilk gelen İstanbul Teknik Üniversitesi. Birçok üniversite kuruldu ama onlara teknik kelimeler eklenerek anılıyorlar. Bir hakimin sizden "Tek üniversiteden raporun var mı?" diye sorması halinde, İstanbul Teknik Üniversitesi’ni sorduğunu biliyoruz. Ankara'da, Trabzon'da veya Erzurum'da bir hakimin bilirkişi istemesi durumunda yine aynı soru gündeme geliyor. "Tekmezden iste" dediklerinde, İstanbul Teknik Üniversitesi akla geliyor. Bu süreç hâlâ devam ediyor ve devam edecek.
İTÜ, çok büyük bir ayrıcalığa sahip. Bu üniversite, açamayacağı kapı yok gibi bir anahtara benziyor. Anahtar, tek kapı açacak bir anahtar değil; her kapıyı açabilen bir anahtar. İTÜ’lü olmak, birçok alanda fırsatlar sunabiliyor. Örneğin, İTÜ'den cerrah olan, kitap fakültesi olmayan, ama farklı alanlarda kariyer yapan birçok kişiyi örnek gösterebilirim. İTÜ, aslında insanlara farklı bir formasyon kazandırıyor ve bu formasyonu tamamladıktan sonra fark ediyorlar.
Bu metin otomatik olarak oluşturulmuştur. Hataları bildirerek geliştirilmesine katkı sağlayabilirsiniz.