Şöyle, zaten Aksigorta'da sekiz buçuk çalışıyorum. Günüm şöyle başlıyor: Sabah sekizde buradayım. Normalde Ümraniye'ye yeni taşındım. Bütün servisler yedi buçukta burada. Aşağıda yemekhanemiz açık, hep beraber kahvaltı yapıyoruz. Şimdi biraz daha evim yakın olduğu için daha sekizde geliyorum ve biraz daha uyuyabiliyorum. Sekize geldikten sonra ilk işim aslında bir önceki akşam. Amerika ile çalıştığımız için saat farkı olduğu için, ilk işim saat sekiz ile dokuz arasında bir önceki gün neler olmuş, kimler neler göndermiş, nelere ihtiyacı varmış, bunları kontrol etmek. Burada hiçbir iş yapmadan bu süreç geçiyor. Öncelikle şu külesörü alayım, sıraya alayım. Burada bir ödeme var, bunu ödemeler külesörüne atayım. Günümü programladığım bir süreçle geçiyor. Ondan sonra kahvaltımı yapmış oluyorum.
Günüm tamamen rese ödemeler arasında geçiyor. Bu ödemeleri yapabilmek için bütün evrakların kontrol edilmesi gerekiyor. İşte bunun tahsilatı yapılmış mı, bunların kontrolüyle geçiyor. Eğer ay başıysa, toplamda iki yüz seksen dokuz tane poliçe girmişiz. Geçen ay örnekle konuşayım; bu sefer bu poliçelerin kapamalarını yapmamız lazım ki günün sonunda ödemelerimizi gerçekleştirip sistemlerimizdeki hedeflerimizi tutturabilelim. Herkesin satış kanallarında, HGO'larda gözüksün şeklinde. En yoğun günümüz aslında ay başları.
Peki ne yapıyorum bu günlerde? İki yüz seksen dokuz poliçeyi beş iş arkadaşımla beraber oturup kontrol ediyoruz. Bu poliçelerin hangisinden ne kadar komisyon alacağım, başka bir sigorta şirketine varsa ona ne kadar komisyon göndereceğim gibi işlemleri yapıyoruz. Bunun dışında ekstra burka satış kısmından talepler geliyor. Örneğin, biz bir yıl poliçe düzenlemiştik ama bir hafta uzatma istiyoruz. Bu bir hafta uzatma uygun mudur? Onlar tekrar atıyor, ben de bunun uygunluklarını kontrol ediyorum. Uzatımları sağlıyorum. Eğer poliçeyle ilgili bir hasar gelmişse, hasar departmanına yönlendiriyorum. Ben aradaki aracıyım.
Bu ödemelerin yapılması için aslında benim departman müdürüm var. Belki Vigan şöyle demişti: "Rans, biraz sigortanın kalbidir." Çünkü siz, kendi şirketinizin yüzüsünüz. Yani, yaptığınız iş ne olursa olsun, işler önce hep size geliyor gibi hissediyorum. Siz aslında onun dağıtımlarını yapıyorsunuz fakat o işlerin size gelmesi için bir şeyler satılmalı; sunum yapılmalı ve süreçte atılması gereken noktalar olmalı. Bir yandan da bunu yapıyorsunuz. O yüzden kendinizi güzel anlatın, ne iş yaptığınızı, nasıl yaptığınızı paylaşın. Sonrasında gelenleri şirket içerisinde doğru kişilere yönlendirin. Bence bir referansçının bir günü böyle diyebilirim.
Bu metin otomatik olarak oluşturulmuştur. Hataları bildirerek geliştirilmesine katkı sağlayabilirsiniz.