İlk görüşmemde insan kaynakları ve pazarlama departmanlarından bir tanesini istediğimi söyledim. Geçmiş yıllarda yaptığım koçluk eğitimli kamplarda çalışıyor olmam, insan kaynakları departmanı için çok uygundu; yetenek yönetimi alanında deneyimim bulunuyordu. O nedenle, Okan Can Taşkın ile çalışmak istediğimi belirttim. İkinci tercihim de pazarlama departmanıydı. Bunun sebebi, pazarlama üzerine MBA yapmış olmamdı. Bu iki departmanı belirttim. Sanırım bu nedenle önceki görüşmelerde beni insan kaynakları profili için düşünmeye karar verdiler.
Ayşegül Gülkale, insan kaynakları Genel Müdür Yardımcısı ile yaklaşık bir saat, bir buçuk saatlik bir görüşmemiz oldu. O tamamen beni dinledi; neler yaptığımı, neler yapmak istediğimi sordu. Hatta hevesimi fazla görmüş olabilir. Bazı soruları şöyleydi: "Acaba daha fazlasını mı istiyorsun?" Çünkü sürekli şunu belirtti; "İK'da operasyonel işler de var ve işin mutfağında terbiye olman gereken yerler var." Gördüğüm kadarıyla, benim heyecanımın fazla olduğunu düşündü.
Aynı zamanda yurtdışından geldiğimi belirttiğimde, İngilizcemi daha fazla kullanabileceğim yerleri sordu. Tüm bu konuşma esnasında, ben hiç restoran departmanını düşünmemiştim; ne demek olduğunu bile bilmiyordum! Ancak yaklaşık on gün sonra dönüş yaptılar ve beni Kurumsal Satış Genel Müdür Yardımcısı Fai Altıngöz ile görüştürmek istediklerini söylediler. Aslında satış, istediğim bir departman değildi ama "restoran" kelimesinin ne anlama geldiğini merak ettim ve orada gerçek bir satışın olmadığını fark ettim. Bu departman tamamen iş ilişkilerinin döndüğü, anlaşmaların yapıldığı, risklerin başka şirketlere devredildiği bir alandı; yani kendi sigortamıza dair poliçelerin üstündeki riskleri başka şirketlere sigortalatıyorduk. Dolayısıyla satışla pek ilgisi yoktu.
Bu sebeple artık meraklandım ve gittiğimde, Fai Bey ile görüştükten sonra bu departmanın bana uyabileceğini fark ettim. Çünkü İngilizcemi kullanabilecektim, yurtdışında insanlarla ilişkiler kurabiliyordum. Çünkü hep kamplarda kaldım, Türkiye'de olmadım; yurtdışındaydım ve insanlarla iletişim halindeydim. Hevesliydim, daha fazla sürekli gidip görmek istiyordum. Daha fazlasını öğrenmek istiyordum. İnsan kaynakları, benim için yepyeni bir sektör öğrenebileceğim bir alan değildi; pazarlama yine kendime uygun bir yerdi. Ancak kurumsal satış, sigortanın göbeğinde yer alıyordu. Şu an kendimi, bir sene içinde tüm sigorta süreçlerini öğrenmiş hissediyorum.
Çok yoğun dönemlerimiz oluyor ve çok çalıştığımız süreçler geçiyor ama öğrenme sürecim hiç bitmiyor. Aldığım sorumluluklardan çok mutluyum. O yüzden departmanımı ben seçtim diyemem fakat sanki bu departman için mutlu olacağım gibi bir his oluştu; bunu da onlarda hissetmiş gibi geldi. Ayşegül Hanım, sürecimi tamamen böyle yönlendirdi.
Bu metin otomatik olarak oluşturulmuştur. Hataları bildirerek geliştirilmesine katkı sağlayabilirsiniz.