En eğlenceli tarafı bence, yaptığınız ürünü müşteriyle buluşturma aşaması. Çünkü bu ürünü siz çok sahipleniyorsunuz ve o, sizin çocuğunuz gibi oluyor. Aslında bu ürün ve yaptığınız tasarım ya da müşteriyle buluşma anına kadarki süreçte, her aşamada o ürünün yanında oluyorsunuz. Prototipi yapılırken, çizimleri yapılırken, üretim detayları hazırlanırken… Müşteriyle buluştuğu anda, nihai ürün haline geldiğinde, bu size çok büyük mutluluk verebiliyor. Yani yaptığınız tasarım, iki ay sonunda da biriyle buluşabiliyor ya da hemen anında buluşabiliyor. Bu durum, çalıştığınız alanla doğrudan alakalı ve müşteri eğer bu ürünü beğeniyorsa, sizi mesleki anlamda çok tatmin etmiş oluyor.

Diğer bir zevkli tarafı da aslında farklı sektörlerde çalışıp kendinizi sürekli geliştirme şansı bulmanız. Mesela, ben önceki işimde oyun tasarımcısıydım; parkur tasarlıyordum. Her şey çok eğlenceli geçiyordu. Şu an Blue Ground'ta çok daha farklı bir alanda, mobilya tasarımı yapıyorum. Burada üretilen ürünü çok hızlı bir şekilde aldığımız için, evlerimizi eşyalandırma süremiz belli. Aslında yine kendi müşterilerimize ürünleri çok hızlı bir şekilde buluşturmuş oluyoruz. Bu da bir tasarımcı için yeterince tatmin edici bir şey.