Türkiye'de mühendislik, hem öğrenci profili açısından hem de işte hocaların ve eğitimin beklentisi açısından sayısal alana biraz daha fazla odaklanıyor. Yurt dışına kıyasla, en azından benim kısıtlı tecrübeme göre böyle. Mühendislik bana doğal olarak şunları kattı: dört yıl boyunca doğrudan sayısal alanlarla analiz yapma şansı buldum. Belki de hiçbir zaman bir daha kullanmayacağım matematiksel sorunlarla uğraştım. Ancak bu süreçte, analitik düşünmemi gerektiren durumlarda daha doğal bir şekilde analitik yaklaşabiliyorum.
Ben mühendislik okudum; Türkiye'de iyi olarak nitelendirilen ve daha zor bir mühendislik bölümüydü. Şu anda geriye dönüp baktığımda, okuduğum mühendislikle alakalı herhangi bir şeyi doğrudan kullanıyor muyum? Hayır, doğrudan kullanmıyorum. Ancak dört yıl boyunca sayısal problemlerle uğraşmanın ve analitik düşünmeyi gerektiren bir ortamda yetişmenin bana sağladığı çok fazla artı var. Bu, genel olarak iş dünyasında problemleri daha rahat bir şekilde çözebilmemi sağlıyor; bu durumu "parçaları ayırarak" çözebilme yeteneği olarak nitelendirebilirim.
Eğer şu anda geriye dönsem, mühendislik tekrar okur muydum? Bunu kesin bir dille "okumazdım" diyemiyorum. Çünkü eğer okumazdım dersem, sayısal ve analitik açıdan beni geliştirebilecek başka şeyler de yapmam gerektiğini not düşmem gerekirdi. Bu nedenle, mühendislik okudum mu? Evet. Çok iyi insanlarla beraber okudum, bu açıdan da şanslıyım. O yüzden mühendisliği tavsiye ederim.
Bu metin otomatik olarak oluşturulmuştur. Hataları bildirerek geliştirilmesine katkı sağlayabilirsiniz.