Aslında süreç başlarken, ana sanayi dediğimiz birinci müşterimiz ve ikinci müşterimiz de doğrudan son kullanıcıdır. Ana sanayi olarak adlandırdığımız global firmalardan teklifler gelir. Bu teklifleri hazırlayan kişiler de otomotiv sektöründe çalışan mühendis arkadaşlarımızdır. Özellikle kozmetik olmak şartıyla tasarımlarını gerçekleştirirler. Kozmetik tasarım kısmı, endüstriyel tasarımcı arkadaşlarımız tarafından yapılır ve temel mekanik tasarımı gerçekleştirilen parçaların teklifi bize ulaşır.

Sonra biz, bu parçaları üretilebilirlik açısından değerlendiririz. Öncelikle üretilebilen parçaları kenara alırız. Üretilemeyen parçalar için revizyon isteriz. Daha sonra bu süreç bir veya iki kez kendini tekrarlar ve üretilebilir bir tasarımı elde ederiz. Üretilebilir tasarımın yapısal analizlerini yaptıktan sonra, tasarımımızın istediğimiz amaca uygun çalışıp çalışmadığını tespit ederiz. Bu aşamayı tamamladıktan sonra ana sanayiye geri dönüş yapmamız gerekir. Evet, şu anda bu tasarım uygundur; biz bu tasarım üzerinden fiyatlandırma çalışmalarına başlayacağız. Ana sanayide geri yaptığımız değişikliklerin diğer parçalara, yani çevresel parçalara etki etmediğini ve herhangi bir sorun yaratmadığını, seçtiğimiz ham maddelerin uygunluğunu tespit ettikten sonra, bize "Evet, çalışabilirsiniz. Fiyatınızı bekliyorum." der.

Yani burada bir ihale usulü çalışır. Temel bir tasarımı yapılmış, yolları ve hatları çizilmiş bir tasarım üzerinde bizim ve muadil firmalarımızın çalışması gerçekleştirilir. En uygun fiyatı veren ve tasarımsal açıdan en uygun stabiliteyi sağlayan firma ihaleyi alır. Bu noktada büyük bir rekabet olduğunu söyleyebilirim. Tabii ki bu süreç sadece Türkiye içinde değil, global ölçekte gerçekleşir.

Bizim son projemizde rakibimiz İtalyan bir firmaydı. Onlara göre hem maliyet açısından hem de tasarım basitliği açısından öne geçtik ve bu sayede ihaleyi aldık. Global olmanın önemi burada başlıyor; rakibiniz dünya genelinde sizin işinizi yapan firmalar oluyor. Tasarladığımız ürünler zaten global firmalarda kullanılıyor. Bu nedenle rakipleriniz de global ölçekte. Tasarladığınız ürün, dünyanın dört bir yanına gidiyor. Şu anda herhalde yedi kıtada, eminim ki, giden yolda parçalarımız vardır. Şu an araçlara takılan parçalarımız bulunmaktadır ve aynı zamanda şoförlerimizin ve yolcularımızın kullandığı parçalar mevcuttur. Bunun çok rahat bir şekilde yedi kıtada olduğunu söyleyebilirim.