Günlerimiz çok hareketli geçiyor çünkü işin ucunda un, yağ, şeker gibi temel gıdalar varken, bir tarafta da tekstil ürünleri gibi çok farklı ürünler var. Eş zamanlı olarak bu ürünlerin ticaretini yapan Pazarlama Departmanı, ürünün tescil süreçlerinden sorumlu Hukuk Departmanı, bütün buürünleri güvenli bir şekilde müşterilere sunmayı hedefleyen Kalite Departmanı, bunun dışında Reklam Departmanı, Mağaza Görsel Tasarımı gibi pek çok paydaş bir arada çalışıyor. Dolayısıyla bir günüm tüm bu ürünlerin hikayesiyle geçiyor.
Bir gün bir meyve suyunun ambalajındaki elmanın nasıl olacağını tartışırken, başka bir gün bir iç çamaşırının kol boyunun ne olacağını araştırıyoruz. Bazen bu ürünleri tüketicilerimize denetiyoruz. 350 kişilik bir panel ekibimiz var, o panelden gelen sonuçları tek tek irdeliyoruz.
Ürünün lezzetini beğendiler mi, beğenmedilerse bunu nasıl değiştirebiliriz, kalite süreçlerinde iyileştirmemiz gereken bir şey var mı veya ürünün ambalajında problem var mı? Bunun gibi sorulara cevap arıyoruz. Biz yılda iki kez fuarlara giderek dünyadan pek çok ürünü görüyoruz. Bu durumda hangi ürünü rafımıza koyabileceğimiz, bu ürünleri hangi markayla müşteriyle buluşturmamız gerektiği veya bu ürünü nereden alacağımız gibi tüm kararları gün içerisinde veriyoruz ve buna çok hızlı bir şekilde adapte oluyoruz. Stratejiler daha üst seviyede birkaç yıllık yapılıyor. Ürünlerin stratejisi belli olduktan sonra ürünlerin o doğru stratejiyle, doğru segmentasyonla, doğru ambalajla, doğru üreticiyle müşterinin mutlaka beğenisini ve sesini dinleyerek aynı hizaya getirilmesini sağlıyoruz.