Tecrübesiz başlıyorsunuz yola ve masanın diğer tarafını bilmiyorsunuz. Ama masanın diğer tarafında oturan insanlara bir şey satmaya çalışıyorsunuz ve onları ikna etmeye çalışıyorsunuz. Şimdi masanın diğer tarafında oturmadığınız için o tarafın psikolojisini bilmiyorsunuz. Tamamen kendi hayal dünyanızda yaşayıp kendi ürününüze aşık olup, o ürünü bu tarafa satmaya çalışıyorsunuz. Aslında satmaya çalıştığınız şeyin ürün değil, değer olduğunun farkında bile değilsiniz. Yani, müşterinin aldığı şey ürün değil, onunla üründe yarattığı değerin farkında değilsiniz. Şimdi, büyük zorluk bu. Çünkü gidiyoruz, kapılar kapanıyor; gidiyoruz, kapılar kapanıyor ama hiç vazgeçmiyoruz. Yani, bizi zaten kapıdan kısalar, bacadan giriyoruz falan. Böyle böyle bir redde dönüşse de vazgeçmiyoruz sürekli. Ve bir şey, yavaş yavaş bizde oluşmaya başlıyor. Evet, bu psikolojik bir farklılık ve bu psikolojiyi aslında ürünü değil, değeri satmak gerekiyor. Değeri anlatmak gerekiyor. Bu ürünü aldığında bu tarafın ne değere sahip olacağını anlatmak gerekiyor.
Gittiğimiz anda, bir anda Vision Interactive devreye girdi ve işi büyütmeye başladı, hızlıca müşteriler almaya başladı. Tabii bu süreçte aslında bizim en büyük mentorümüz müşterimizdi. Yani, isim vermeyeyim. Çok değerli ilk müşterimizden biri, o zamanlar pazarlama müdürüydü; şimdi CIO oldu, hala görüşüyoruz. O bize mentor olarak destek oluyordu ve bizi başka alanlara önerdi. Aslında en büyük referans, sizin müşterinizdir ve sizi pazarlayan da yine müşterinizdir. Biz de buradan müşteri odaklılığının ve müşteriye değer katkısının çok daha önemli olduğunu keşfettik.
Birinci konu bu. İkinci konu ise, hayatımızda hiç şirket yönetmedik. Neyse ki askeri liseden dolayı orada bir yöneticilik kabiliyetine sahip oldum. Yani, oranın avantajını çok gördüm. Bu süreçte bu yönetimsel kapasitemizi de geliştirdik.
Diğer bir konu ise şu: her şeyi sıfırdan öğreniyorsunuz. Mesela finansal yönetim konusu, yani nakit akışı gibi. Özellikle Türkiye pazarı için konuşuyorum; cebinizde olmayan para sizin değil. Evet, kağıt üzerinde çok güzel gözükse de işi götüren taraf bu taraf. Şimdi bu tarafın ne kadar önemli olduğunu görüyorsunuz.
Ben bunu, denizde yüzüyormuş gibi düşünüyorum; ama burnunuzun tek deliği suyun üstünde. Bazen batıyorsunuz, orada kapasiteniz devreye giriyor. Aslında suyun altında daha fazla direnebiliyorsunuz, daha fazla nefessiz kalabiliyorsunuz. Bu kapasiteyi geliştirdiğinizde, zorluklara karşı direnme kabiliyetiyle ilerleme kabiliyetinizi test ediyorsunuz. Orası çok kritik. Çünkü girişim dediğiniz şey dört yıllık bir süreçte "ölüm vadisi"nden geçiyor. Ben bunu direkt suyun altında nefessiz kalmakla ve o nefessizlikte ne kadar direnmenize bağlıyorum. O yüzden biz o süreci iyi geçirdik.
Bir başka komik anım var. Bir ihracat yapan firmayız. İhracatta ilk defa Vision Interactive'de öğrendik. İlk defa global bir şirket de Vision Interactive'de yönetiyorum. İhracat yapacağız; çok heyecanlıyız ama ihracatın heyecanıyla birçok detayı kaçırdık ve ilk ihracatımızda başarısız olduk. Gümrükte tüm mallarımızı bıraktık. O zaman elbette çok üzülmüştüm, fakat şu an baktığımda iyi ki bırakmışım diyorum. O zaman ki bakışımda hala başarılı olduğunu düşündüğüm bir şirket değil. Çünkü başarı dediğiniz şey, beklenti ile gerçekleşen arasındaki ilişkidir. Beklentilerimiz yüksek, bu yüzden beklentiye ulaşana kadar kendimizi başarılı olarak adlandırmıyoruz ve hala çok şey öğreniyoruz. Öğrenmiş, yaşamış insanları yanımızda tutuyoruz; mentorluk çok kullanıyoruz. Şirketin içerisinde olmayıp da dışarıdan bakabilecek önemli müşterilerimizden mentorlarımızı kullanıyoruz.
Hala iş dünyasından önemli mentorları kullanıyoruz. Bu, bize büyük yol açıyor. Bir konudan daha bahsetmek istiyorum. Hatalardan öğreniyoruz, değil mi? Allah rahmet eylesin, Murat ağabeyimiz bizim danışmanımızdı. Kendisi, Pepsi Co'nun ve Vodafone'un eski pazarlama yöneticilerinden, genel müdür yardımcılarından biriydi. İki yıl boyunca onunla beraber çalışma fırsatı bulduk ve kendisinin tecrübelerinden çok yararlandık. O zaman belki anlamıyorduk ama şimdi anlıyoruz. Burada onu anmış olayım; teşekkür ediyorum.
Bu metin otomatik olarak oluşturulmuştur. Hataları bildirerek geliştirilmesine katkı sağlayabilirsiniz.