Hızlı tüketim malları, finans, reklam gibi alanların yanı sıra son üç yıldır yenilikçi araştırmalar üzerine de çalışıyorum. Burada odaklandığımız iki önemli alan var. Bir tanesi nöropazarlama; bu, günümüzde çok konuşulan bir alan. Nöropazarlama kapsamında, tüketicilerin aslında bize söyleyemediği, ifade edemediği ve bazen kendilerinin bile farkında olmadığı sezgileri anlamaya odaklanıyoruz. Bunun için farklı teknikler kullanıyoruz. Kişilere hiçbir şey sormadan, onların beyinlerinden ve vücutlarından veri toplayarak ne hissettiklerini, nerede ve nasıl tepki gösterdiklerini ölçümleyebiliyoruz. Örneğin, bir reklam seyrederken, müzik dinlerken, bir telefon geldiğinde ya da markette alışveriş yaparken ambalaj gördüklerinde, karar vermeden önce ne hissettiklerini ve neye dayanarak karar verdiklerini anlayabiliyoruz. Bütün bunları, onlara hiçbir şey sormadan nöropazarlama teknikleri kullanarak belirleyebiliyoruz.
Dijital tarafta ise pek çok şey artık kayıt altında. Kişilerin paylaştığı yorumlar, beğeniler ve tercihleri sosyal medya sitelerinde, bloglarda ve forumlarda bulunuyor. Bu, tüketicilerin filtresiz, kendiliğinden yazdığı çok içten ve samimi yorumlar. Biz de bunları anlamlandırmaya çalışıyoruz. Örneğin, bir markanın tüketicisine nasıl ulaşması gerektiğini, sokakta anket yapıp grup tartışmaları yapmak yerine, onların kendiliğinden paylaştıkları veriyi analiz ederek belirleyebiliriz. Veri analizi, yalnızca davranışlarla sınırlı değil; ne yerler, ne içerler, neyi alırlar, ne düşünürler gibi konuları da kapsıyor. Aynı zamanda daha derinlemesine, yaşam tarzları, inanışlar ve duygular hakkında da bilgi edinebiliriz. Tüm bunları, dijitalde kişilerin kendiliğinden paylaştıkları veriyi doğru analiz teknikleri kullanarak anlayıp değerlendirebiliyoruz.
Bu metin otomatik olarak oluşturulmuştur. Hataları bildirerek geliştirilmesine katkı sağlayabilirsiniz.