Anlatsın
Giriş
Projeniz Lala'yı hayata geçirip ekibi kurduktan sonra yaptığınız ilk şey neydi?
Eray Erdoğan
Eray Erdoğan
Mehmet Zorlu Vakfı Gençlik Zirvesi Konuşmacısı, Mehmet Zorlu Vakfı
Transkript
Yatırım verilmeyeceğini bildiğimiz için yatırım aramadık. Ben mesela bunu yadırgayan bir taraftan bakmıyorum. Ee, hiçbir şekilde kendini riske atmadan, hiçbir şey ortaya koymadan sana da gelse adam, yani bana da gelsin, vallahi ben de para vermem. Ufak bir şeyi görmem lazım. Bu tamam, aklına gelmiş ama ufak da olsa adımlar atmış olması gerekiyor. Bizim Furkan Bekend, Ee Developer, mobil development içeride değildi ya, çok ufak bunun test edebileceğimiz bir şey yapsak dedik. Bekend'in Furkan yazdı. Frontend'ini de, Ee Furkan'ın ablasının Boğaziçi'nden arkadaşı olan bir yazılım evi Ee yazdı. Çok ufak bir paraya, yedi bin liraya yazdı. Öyle söyleyeyim.

Ve biz bunu gittik, Mecidiyeköy'de bir dershaneye dedik ki, "Lütfen şunu bedava kullanın. Yani bir bakın, oluyor mu? Olmuyor mu?" Ee, kullandılar bir iki ay. Tabii ki müthiş şeyleri vardı, kreş rı yani yüzde yirmi beş patlıyordu. Öyle söyleyeyim. Yani inanılmaz bir oran. Sen yanında mesela birine gösteriyorsun, dua ediyorsun patlamasın diye çünkü dörtte bir ihtimalle patlayacak. Ona rağmen bazı şeylerin ee bir şeyler vadettiğini gördük. Yani bir track için ufak da olsa bir şey ortaya koymamız gerekti. Bir tohum yatırımı alalım dedik. Çok ufak bir miktar para aldık, ürünü iyileştirdik. Ee, hala ürünü harcadık, bütün parayı ve tanıtıma böyle ufak tefek bir sonraki senede traction geldi.

Bu sefer traction geldikten sonra da melek yatırıma geçtik. Ama tabii arada neler var? Yani işte filmi modele denedik, satmak istedik, bedava indirsin, yirmi liraya unlock etsin falan. Kimse almadı. İşte Kür kartı bastırdık, üç yüz farklı kırtasiye dağıttık. Bunlar almıyor çünkü kredi kartı tanımlı değil, o yüzden alınmıyor. Normalde ne yapıyor? Çocuk işte, anneye, babaya, "Para ver, kredi kartı ver. Ben kırtasiye gidiyorum." dedik. Oraya koyalım, kontör kartı gibi. On iki bin beş yüz tane bastık, üç yüz farklı yerde, ne yapacak, alacak, kazıyacak oraya girecek falan. On tane sattık. Ee, bütün o kartlar bize kaçtı. On iki bin beş yüz tanesini bedava dağıttığımızı bile alan olmadı.

Öyle söyleyeyim, yani orada yapamadık. Ee, baktık ki olmuyor. O zaman dedik, "Öğrenciden alamıyorsak, öğrenciye ulaşmaya çalışan markadan alalım." Bedava yap, içeriye kitleyi çek, kitleyi çektikten sonra da bu kitleye ulaşmak isteyen özel üniversiteler ve belli başlı markalardan gelir. Oradan gelir geldi. Sonra işte merak ettim hala, şimdi B2B'ye başladık. Başka bir ikinci B2C yaptık, gibi gibi. Ama asıl konu var ya, full orası. Yani o sıfırdan bir muhabbeti, orada milyon tane hikaye var.
Bu metin otomatik olarak oluşturulmuştur. Hataları bildirerek geliştirilmesine katkı sağlayabilirsiniz.