Satıcılık yıllarımda, tek çocuklu bir ailenin evine görüşme için gittim. Gittiğimde kapıda evin beyi beni karşıladı. Suratında bir maske vardı. Şaşırdım. Sonra üründen bahsetmeye başladım; hizmetten söz ettim. Ama o dedi ki, "Ben zaten sizi biliyorum." "Peki nereden?" diye sordum. "Çok araştırdım. Bu işi nasıl yaptıklarını araştırdım, sundukları hizmeti araştırdım ve sizinle görüşmeye karar verdim," dedi. Süper! Sonra görüşmeye başladık. Ben onu tanımaya, kendimi anlatmaya başladım. Fiyat kısmına gelmeye başladık. Fiyat kısmına geldiğimizde, iki yıllık tüm parayı peşin vermek istediğini söyledi. Oysaki biz abonelik sistemiyle çalışıyorduk, bu durum garip geldi.
Bana söylediği şey, "Ben kanser hastasıyım ve üçüncü evresindeyim. Dört yaşında bir kızım var ve çok sevdiğim bir eşim var. Muhtemelen altı ay sonra öleceğim. Öldükten sonra en sevdiklerimi size emanet etmek istiyorum ve bunu Türkiye'de yapabileceğim tek firmanın siz olduğunu bildiğim için sizi çağırdım," oldu. Bu yüzden iki yıllık parayı ödemek istiyorum, dedi. Çok etkilendiğim müşteri hikayelerimden biri oldu. Biz sadece satışı yapmıyoruz; gerçekten insanların hayatlarına ortak oluyoruz. Bu işin en keyifli ve en zor yanlarından biri de bu. On dört yıldır, on beş yıldır bu işi yapıyorum ve bu enerjiyle, bu istekle, bu heyecanla devam ediyor olmamın sebebinin bu olduğunu düşünüyorum.
Şirket içerisinde, çalışanlarımıza kahraman diyoruz. Bunun sebebi, birçok kahramanlık hikayelerinin olması. Sahada, yılmadan güvenlik bilinciyle ilgili insanları aydınlatmaya ve onlara bilgi aktarmaya çalışıyorlar. O yüzden bu işte olmayı seviyorum.
Bu metin otomatik olarak oluşturulmuştur. Hataları bildirerek geliştirilmesine katkı sağlayabilirsiniz.