Aslında ben ODTÜ’yü kazanmıştım ama ODTÜ’den sonra annemin görevinden dolayı yurtdışına gitme fırsatım oldu. O dönemde yurtdışındaki gıda perakende şirketleri sadakat programlarına başlattılar ve üniversitede okuduğumuz şeylerin gerçek hayata geçtiğini gördüğüm için gıda perakendeciliğiyle ilgilenmeye başladım. 

Ben Ankaralıyım ve yurtdışına giderken Ankara’da Migros yoktu. Çevredeki arkadaşlarıma gıda perakendeciliğinde çalışmak istediğimi ve Türkiye’de bununla ilgili hangi firmaların olduğunu sordum. Onlar da İngiltere’deki firmaların benzeri olarak ülkede tek bir şirket olan Migros’u söyledi. Ben de mağazalarda çalışacağımı düşünerek Migros’a başvurdum. Tam o sırada şirkette Ar-Ge bölümünü yeni oluşturuyorlardı. Hem bu konularla daha çok ilgilenen hem de yeni üniversite mezunu kişiler aradıkları için bu bölüme başvurdum ve o bölümde çalışmaya başladım. O bölüm sürekli farklı projeler yapıyordu. 

Benim ilk projem 20 yıl önce elektronik etiketti ve sonrasında hep yeni projeler yaptım. En son yaptığım projelerden biri de Ar-Ge’de Sadakat Programıydı. Ardından da Sadakat Programı Birimi’ne geçtim. 3 yıl önce Marka İletişim bölümü de bu birime bağlandı. Dolayısıyla üniversitede hayalini kurduğum şeyi yönetmeye başladım ve iş alanım genişlemeye devam etti. Böylece Migros’tanhiç ayrılmadan kariyerime devam etmiş oldum.