Aslında ben hep öğretmenliği sevmişimdir. Hani çocukken öğretmencilik oynanır ya, ben de o oynayanlardan biriydim. Sürekli öğretmencilik oynardım. Bu yüzden öğretmen olmak istiyordum. Tabii büyüdükçe bu fikre nasıl yaklaştığım değişti. Akademisyen olmak, bir üniversitede öğretmenlik fikri de bana çok hoş gelmeye başladı. Lisans dönemimde de bu düşünceyi benimsedim. Hocalarım bunu yapıyordu ama detaylarını pek bilmiyordum. Akademisyen olmanın ne demek olduğunu, araştırma yapmanın ve ders anlatmanın nasıl bir şey olduğunu lisans eğitimi sırasında pek anlayamıyorsunuz.
Fakat içimde bir his vardı. Sonra MBA yaparken bir hocamla araştırma yapma fırsatım oldu. Beraber bir makalemiz çıktı. O araştırmanın her aşamasını gördüm ve hocam bana, "Sen yapabilecek gibisin, hadi doktora başvur," dedi. Onun yönlendirmesiyle doktora yapmaya karar verdim. Gerçekten de bu süreçten keyif aldım. Küçükken belki de bilmiyordum ama zamanla araştırmayı, soru sormayı sevdiğimi fark ettim. Eğer uygun bir ortam da varsa, bu hayal gerçeğe dönüşebiliyor.
Bu metin otomatik olarak oluşturulmuştur. Hataları bildirerek geliştirilmesine katkı sağlayabilirsiniz.