Başvuru sürecinde birinci kaynak Linkedin’dir ama kişilerin her ülkenin kendi içerisinde bulunan belli başlı danışmanlık firmalarına ulaşmalarına da tavsiye ederim. Kendilerini onlara tanıtıp özgeçmişlerini göndersinler çünkü genellikle geri dönüş oluyor. İkinci bir yöntem; ülkemizde Linkedin’in alternatifi olan meşhur bir iş arama platformu var. Her ülkenin de kendine ait platformu olduğu için oradaki firmaların hepsi Linkedin kullanmayabiliyor. Arkadaşlar mutlaka oraları araştırıp CV oluşturarak ilanları takip etsinler. Özellikle giriş seviyesindeki roller için büyük firmalar Linkedin’e ilan vermeyebiliyor. Bu yüzden giriş seviyesindeki rolleri diğer mecralarda rahatlıkla bulabilirler.
Başvuru süresince ekstra olarak yapılabilecek pek bir şey yok. Mülakatlarda gözünüz korkmasın çünkü ülkemizdeki gibi kasmıyorlar. Ben kendi görüşmelerimde 20 dakikalık bir telefon görüşmesi yaptım ve bana hiç zor soru sormadılar; çok arkadaşça bir görüşme gerçekleştirdim. Dolayısıyla önemli olan samimi olmanızdır.
İngilizce mülakatlar için pratik yapın, birkaç video izleyerek podcast dinleyin. Kelimelere çok takılmayın çünkü o işi hangi kelimeyle anlattığınız değil, rahatlıkla kendinizi ifade edebilmeniz önemli.
Görüşmelerde genelde 20 dakikalık bir telefon görüşmesinden sonra daha uzun bir Skype görüşmesine davet ediliyorsunuz. Daha üst düzey pozisyonlarda bazı firmalar uçak bileti gibi masraflara sponsor olarak sizi orada ağırlamak isteyebiliyor. Burada önemli olan rahat olmanızdır. Bildiğim kadarıyla Facebook, Google, Linkedin gibi firmaların çoğu İngilizce sınavları yapmıyor. Siz görüşmede kendinizi iyi ifade edebiliyorsanız bu onlar için genelde yeterli oluyor.