Finans alanında çalışmaya nasıl karar verdiniz?

Biraz tesadüf oldu. Aslına bakarsanız, ben sigorta teknisyeni olarak başladım. Sonra ideolojilik yapmaya, yöneticilik yapmaya başladım otuzlu yaşlarımda. Yeni kurduğum startup'tan bahsetmiştim, orada bir fırsat doğdu. Şirketin genel müdürü bana finans alanına geçmek isteyip istemediğimi sordu. Bu benim için yeni bir kapı açtı çünkü o zamanlar pazarlamada çalışıyordum. Belki de birçok insan, matematikçilerin pazarlamada ne işi olduğunu merak edebilir, ama bu da var. Aslında çok şey öğreniyorsunuz.

Ürün yönetimi, pazarlama ve eğitim alanlarındaki rolümde grup müdürüydüm ve üç alana birden bakıyordum. Bir takım şeylerin altyapısını bilince, altyapısına hakim olunca, aslında her şeyi yapabiliyorsunuz. Bu bağlamda benim avantajım, sigorta matematiğinin altyapısını bilmek ve fiyatlamayı anlamaktı. Tüm bunları kavrayınca, diğer işleri de gerçekleştirebildik.

Sonra finans alanında bir açılım olunca, aynı şirkette takdir edildim. Yapabileceğime inanıldı, ancak başta biraz endişeliydim. Acaba bunu gerçekleştirebilir miyim? Çünkü muhasebe hakkında pek bir fikrim yoktu. Sayılarla uğraşabileceğimi söyledim; "Tamam, yaparız, model oluştururuz" dedik. Böylece 2004'ün sonunda o şekilde finans alanına tesadüfi bir şekilde girmiş oldum. Bu süreç aslında bana çok şey kattı. Önceki deneyimlerim de önemli katkılar sağladı, ancak son on üç on dört senedir finans alanında edindiğim deneyimler çok ciddi bir öneme sahip oldu. Sonuç olarak, bu tesadüf sonucunda başlayan süreç beni tatmin eden bir şekilde devam etti.