Finans, tabii ki bir sebep-sonuç ilişkisi. Ben matematikçiyim ve eğitimim matematik üzerine oldu. Üniversitede mantık analizi, analitik düşünce ve sorgulama dersleri aldım. Bütün bunlar, finansın içerisinde olması gereken unsurlar ve tanım itibarıyla benim aldığım eğitimle ve yaşam tarzımla da örtüşüyor. Aslında finans, bir tür alım-satım. Çünkü ben genelde sorgulayıcı bir insanım; hayatımda yaptığım şeyleri sorgularım. Çocuklarımı da sorgularım ve onların da sorgulamalarına izin veririm. Sorgulamak, bir insanı ileriye götüren bir şey. Öğrenme ortamında bunu yapmak önemli. Bu sebeple finans, insanlara yaptığı işin büyük resminin nerede olduğunu sorgulama imkanı tanıyor.

Finans, şirket stratejisinin içerisinde olmak zorundadır. Satışın, harcamanın ve maliyetlerin içinde bulunmak zorundadır. Tüm bunların içine girince insan ister istemez sorular sormaya başlıyor: "Peki, bu nereden geliyor? Bunun bağlantısı ne? Bu satışı yaptığımızda neden bu kadar büyük bir harcama yapıyorum? Ya da daha fazla harcama yapsam, daha çok satış yapabilir miyim?" gibi sorular ardı ardına geliyor. İşte finans, bunları sorgulama olanakları sunan bir iş alanı. Bu nedenle, on üç on dört senedir içinde bulunduğum bir alan. Aslında iş hayatıma finansçı olarak başlamadım, ancak büyük bir kısmım finansçı olarak geçti.

Sonuç olarak, dediğim gibi; bütünlük, sorgulama, büyük resmi görebilme ve stratejiye katkı sağlama gibi başlıklara destek verdiği için finans keyifli bir çalışma alanı.