Kullanıcı deneyimi, 1990'larda Don Norman tarafından aslında ilk kez kullanılan bir terimdir. Bir kullanıcının, bir insanın bir ürünü kullanırken yaşadığı hisler, duygular ve düşünceleri kapsar. Örneğin, bir mobil uygulamayı kullanırken bankacılık işlemi yapmak istiyorsunuz fakat zorlanıyorsunuz. Ne yapacağınızı bilemiyorsunuz; nereye basacağınızı kestiremiyorsunuz ya da yaptığınız işlemden sonra herhangi bir onay almıyorsanız "parayı gönderdim, ne oldu?" şeklinde bir belirsizlik yaşıyorsunuz. Eğer uygulama size geri bildirim vermiyorsa, orada bir sıkıntı yaşıyorsunuz demektir ve bu durum bilinçaltınızda olumsuz bir kanaat oluşturur. Bu da sizin aslında kötü bir kullanıcı deneyimi yaşadığınızı gösterir.
Kullanıcı deneyimi, bu nedenle oldukça önemli ve kapsamlı bir kavramdır. Kullanılabilirliği, kullanıcı arayüzü (UI) ve daha birçok unsuru kapsar. Bu yüzden kullanıcı deneyimini çatı kavram olarak tanımlayabiliriz.
Eğer aralarındaki farkı merak ediyorsanız, kullanıcı deneyimi, bu terimlerin tamamını kapsayan bir kavramdır; ana kümedir. Kullanıcı arayüzü ise, bir uygulamayı kullanırken karşılaştığınız etkileşim alanıdır. Bu uygulama dijital olabileceği gibi, bir arabanın radyosu veya bir uçağın arayüzü gibi analog ürünlerde de olabilir. Kısacası, dijital veya analog olan her türlü üründe, kullanıcı arayüzü diye adlandırabileceğimiz bir etkileşim alanı bulunmaktadır.
Bu metin otomatik olarak oluşturulmuştur. Hataları bildirerek geliştirilmesine katkı sağlayabilirsiniz.