Ben aslında küçüklüğümden beri makinelere karşı büyük bir ilgi duymuşumdur. Ellerimle bir şeyler yapmak, bir şeyler ortaya çıkarmak beni çok mutlu etmiştir. En sevdiğim oyuncak LEGO'ydu. LEGO ile birlikte arabalar yapardım; kendi kendine çalışan otomatik sistemler bile oluşturmaya çalışırdım. Hep böyle bir ilgim vardı, yani bir şeyler yaratma arzusu duydum.
Diğer taraftan, kişisel olarak insanların yapamadığı şeylerin makineler tarafından yapılabilmesine de hayran kalmıştım. Küçüklüğümden beri örneğin, bir insanın en fazla ne kadar hızlı koşabileceğini düşünün, ama biz uçaklarla ses hızını aşabiliyoruz. Bir insan ne kadar mesafe kat edebilir? Yine de, makinelerin yardımıyla çok büyük mesafeler katediyoruz. En fazla kaç kilo kaldırabiliriz? Bugün müthiş, devasa binalar yapıyoruz ve makineler bunları gerçekleştirmemize olanak tanıyor.
Bu yüzden makine mühendisliğini seçtim. Çünkü bu alanda fark yaratabileceğimizi düşünüyorum. Aynı zamanda lisede İslami Etik dersleri almanın da büyük bir etkisi oldu. Almanlarla bir arada olmak ve Alman disiplini ile mühendisliğini görmek, benim ufkumu oldukça genişletti. Bu formasyonu almayı çok istedim; bir şeyler yapabilmeyi gerçekten arzu ettim. Şu anda makine mühendisliği okuduğum için çok mutluyum.
Bu metin otomatik olarak oluşturulmuştur. Hataları bildirerek geliştirilmesine katkı sağlayabilirsiniz.