Akademisyenlik hikayeniz nasıl başladı? Neden Meteoroloji?

Liseyi yatılı okudum. İstanbul İnşaat Teknikleri ve İstanbul Zincir Mezarlığı'nın yanındaki okulda yatılı eğitim aldım. Bizim zamanımızda, tabii ki, 1980 yılına geldiğimizde, çok fazla anarşi vardı. Zor bir şekilde kazandım. Başlangıçta Meteoroloji bölümünü düşünmüştüm; aslında mimar ve inşaat mühendisi olmak istiyordum. Biz Karadeniz bölgesinde olduğumuz için bu, baba mesleği olarak geçiyordu. Ancak benim aklım meteorolojideydi ve o bölümü yazmıştım. Allah da meteoroloji çıktı.

Sonra meteoroloji mühendisliği okurken derslerime çalışıyordum, para kazanıyordum, geziyordum vesaire. Fakat sonrasında yurt dışı sınavları açıldı. Orada birinci oldu ve Amerika'ya gittim. Orada eğitimime devam ederken, 1991 yılında "Süper Doktora Öğrencisi Başarı Ödülü" aldım. O süreçte yüz binlik bir problemi çözüyorum. O doktorada, yüz binlik konuyu çözerek Journal of Computational Physics, yani Hesaplamalı Fizik dergisine yayın yaptım. Yayın yaptığımda üniversitenin en başarılı öğrencisi olarak seçildim.

Doktoramı tamamladıktan sonra hoca olmak istedim. Orada edindiğim tüm bilgileri buraya aktararak, ülkem için faydalı bir katkıda bulunmak istedim.