Bugün tabii ki bu süreci başlattık. Özel sektör, bu süreci kurumsal sosyal sorumluluk olarak tanımladı ve içerisinde yer aldı. Birleşmiş Milletler, sivil toplum ile özel sektör arasında bir köprü kurdu. Ancak bu köprünün sonunda, başarılı olan çalışmalarla özel sektör bu işe daha çok eğilim gösterdi. Yani ilk başta belki Global Compact ile sürece dahil oldular. Ama bugün Türkiye'de birçok kurum, o zamanlar sponsorluk ilişkilerine girerken, şimdi kalkınma için eşit ortaklık ilişkisine giriyor. Biz de her gün yeni bir özel sektör kuruluşuyla, yeni bir şirketle, daha önce küresel şirketlerle yürüttüğümüz bu çalışmaları, bugün Türk şirketleriyle birlikte yeni çözümler arayarak sürdürüyoruz.
Toplumsal ihtiyaç ve sorunlara yönelik özel sektör, aslında sadece bir finansman kaynağı değil. Özel sektörün iş yapma biçimi, insan kaynağı, teknik becerileri, tüm bu süreçlerin ayrı bir şekilde güçlenmesini destekliyor. Bu nedenle, özel sektörü biz hiçbir zaman bir sponsorluk ilişkisi olarak görmedik. Bu ortaklık çerçevesinde geliştirdiğimiz projelerin, her tarafın sahiplenmesi ve başarılı kılmaya çalışması gereken bir iş ortaklığı olarak değerlendirdik.
Bu metin otomatik olarak oluşturulmuştur. Hataları bildirerek geliştirilmesine katkı sağlayabilirsiniz.