Üç yıl inşaat mühendisliği yaptım. Türk firmasında çalıştım ve bu firma ile birlikte Suudi Arabistan'da da görev aldım. Türkiye içerisinde ise Ankara Marmara Restorasyonu ve Sivas'ta projelerde yer aldım. İnşaat mühendisliğinin faydalarını bütün kariyerim boyunca gördüm.
Bir inşaat mühendisliği projesinde, bir sistemin problemlerini her parçayı, yani sistemin tüm bileşenlerini çözmek zorundasınız. Tasarım, malzeme, ekipman ve insan faktörlerini bir araya getirip iş güvenliği ve kaliteyi birleştirerek bir ürün ortaya çıkarıyorsunuz. Bu nedenle inşaat mühendisliği alanındaki şansım bence budur; bu benim en büyük avantajım. Bu süreçte önemli şeyler öğrendim.
Üç yılda yapmayı istediğim projeler için daha uzun yıllar harcamak isterdim, fakat çalıştığım alan endüstriyel projelerdi ve bizim dönemimizde, 90'larda Türkiye'de çok az proje bulunuyordu. Genelde Sivas'ın dağlarında ya da Suudi Arabistan'ın çölünde projeler yürütüyorduk. Mesela ben çalışırken diğer projeler Sibirya'da ve Türkmenistan'ın çölünün ortasında gerçekleştiriliyordu. Bu durum oldukça zor bir yaşam tarzıydı ve bu yüzden çalışmaktan ayrılmayı düşündüm.
Şimdiki inşaat mühendislerine çok gıpta ediyorum. Bugün İstanbul, bir endüstriyel proje cenneti; tüneller, köprüler, havaalanları ve gökdelenler yapılıyor. İnşaat mühendisleri için önemli fırsatlar var. Hatta daha uzmanlaşmak isteyen inşaat mühendisleri, önemli restorasyon projelerinde çalışabilirler. Bence çok şanslılar.
İnşaat mühendisliğinin bana sağladığı diğer bir fayda da çok genç yaşta birçok insanı yönetme tecrübesine sahip olmamdır. Kariyerimin ilerleyen dönemlerinde insan yönetmenin ne kadar önemli olduğunu anlamamın temelinde inşaat mühendisliği eğitimim yatıyor.
Bu metin otomatik olarak oluşturulmuştur. Hataları bildirerek geliştirilmesine katkı sağlayabilirsiniz.