Kuzey Amerika, Batı Avrupa, İskandinavya, Ortadoğu ve Asya'da danışmanlık yaptım ve genel gözlemim şu: Global danışmanlık firmalarında, şirketin hissesine sahip olmayı insanlar ileride bir hedef olarak göremiyorlarsa, o şirketin bir çalışanı gibi hissediyorlar. Oysa danışmanlık şirketlerindeki en önemli davranış biçimlerinden biri girişimcilik ruhu ve sahiplenme. Bunları yaratmazsanız, insanlar şirketin ve müşterinin problemlerini sahiplenmiyorlar ve kendilerini onun bir parçası olarak görmüyorlar. Daha çok bir çalışan ve her an başka bir işe geçebilecek bir insan olarak değerlendirilirler.

Bence hisse sahibi olmak bu açıdan çok önemli. Bizim işimiz, bir fabrika kurup on milyon tane ürün üretip dünyaya ihraç etmek değil; biz bire bir şirketlerin icra kurullarında onların en büyük problemlerini çözmek üzere aday olmuş, kurulmuş bir firmayız. Bunu yapabilmek için de insanların şirketi sahiplenmesi ve şirketin müşterilerini kendi problemleri gibi görmesi gerekiyor. Bu nedenle insanlara şirketin hissesini vermek, yani onu vizyonlarında görmeleri bizim için çok önemli. Danışmanlık şirketlerinin büyüme modellerinden en önemli olanı da bu hisse sahibi olma olgusudur.