Anlatsın
Giriş
Üniversitede radyoculuktan bahseder misiniz? Size neler kattı?
Levent Alptekin
Levent Alptekin
Head of Content, Nokta
Transkript
Radyoculuk bana neler kattı? Öncelikle insanların birbirine bir şeyler aktarabilmesi benim için çok önemli. Bu süreçte aldığım diksiyon ve hitap eğitimi büyük bir şanstı. Radyoculuk bana birçok güzel kapı açtı; buraya girebilmemi de biraz ona borçluyum. Daha önce TRT'de program çekme fırsatım oldu, bu da insan ilişkilerimi değiştirdi. Çünkü orada insanları sürekli güncel tutmanız gerektiği için normal hayatta bunu yansıtıyorsunuz. Ayrıca, inanılmaz dostluklar edinmem gerektiğini düşünüyorum. Radyoda her şeyin en iyisini öğrendim.

Üniversiteye başladıktan sonra, spikerlik yapmak istiyordum ve radyoyla böyle tanıştım. 2005 yılında radyo, gerçekten de çok popüler bir iletişim mecrasıydı. O dönem çok keyifli zamanlar geçirdik. Radyoya girdikten sonra yoğun bir şekilde diksiyon eğitimi aldım. Bu, hayatıma kattığı en önemli artılardan biri. Ayrıca, iletişim konusunda da müthiş faydaları var. Toplum önünde konuşabilme yeteneği kazandırıyor.

Radyoculuğa şöyle başladım: Geceleri onikiden sabah sekize kadar yayın yapıyordum. O zamanlar, otomasyon programlarının olmadığı, CD'lerden yayın yaptığımız günlerdi. Sonra otomasyon programları geldi ve iş biraz daha kolaylaştı. Ama radyoculuğun güzelliklerini yaşamak harika bir deneyimdi. Evet, o kadar da yaşlı değiliz ama radyo artık biraz yaşlı gibi hissediyorum.

Ekibimize Kıvanç da katıldı, o dönemler de oldukça güzeldi. Radyoculuğun en büyük eksisi, bıraktığınızda inanılmaz bir özlem duymak. Mikrofonla bağlantı kurmak, bu süreçte çok değerli. Kimseyi görmediğiniz bir odada, mixer ve CD'lerle birlikte birçok insana seslenmek harika bir duygu. Bu süreç, beni daha girişken ve atılımcı bir insana dönüştürdü.

Radyoculukta her şeyi ilk bilen siz oluyorsunuz. Gittiğiniz bir olay olmasa bile, oradaymış gibi anlatıyorsunuz. Böylece ortamlarda star haline gelebiliyorsunuz. Radyonun bana açtığı kapılar arasında televizyon dünyası da var. Önce televizyonu merak ettim, ardından dijital dünyayı radyo ile keşfettim. Radyoculuk, doğaçlama yeteneğimi geliştirdi. Konuştuklarınızın değerli olması gerekiyor; çünkü radyoyu dinleyen kişinin tercihi sizin sözlerinize ve çaldığınız şarkılara bağlı.

Her şarkıyı çalarken, "Acaba ben bu şarkıyı arabada ya da evde dinler miydim?" diye düşünerek o tuşa basıyorum. Radyoculuk gerçekten keyifli, ancak bir o kadar da zor bir meslek. Şu anda radyo, kazanç açısından geri planda. Ayakta kalmakta zorlanıyor. Ancak radyoculuk yapmaya her zaman canı gönülden isterim. Hobi olarak bile olsa bu mesleği sürdürmek beni mutlu eder. Dijitalleşme ile birlikte radyo tekrar hayata katılabilir ve önemli bir mecra haline gelebilir. Bununla ilgili projeleri olanlar fırsatı kaçırmasın derim.
Bu metin otomatik olarak oluşturulmuştur. Hataları bildirerek geliştirilmesine katkı sağlayabilirsiniz.

Bu soruya verilmiş 2 cevap daha var.