Mezun olmadan önce aslında çalışmaya başladım. Ben, aşağı yukarı üniversitedeki ikinci senemden itibaren önce fuar organizasyon işleri ve promosyon işlerinde part-time işçi olarak çalıştım. Son senemde bir Alman mühendislik firmasında yarı zamanlı yardımcı mühendis olarak görev aldım. Mezun olduktan sonra ise ilk profesyonel iş hayatıma, yine bizim sektörümüzde faaliyet gösteren bir Fransız şirketinde pazarlama departmanında başladım. Aslında, sadece bulabildiğim iş olduğu için o departmandan başladım; çünkü açık söylemek gerekirse, bir şirketin pazarlama, satış, lojistik, satış destek ve teknik destek birimlerinin ne işler yaptığını ancak bir şirkete girdikten sonra gözlemleme şansınız oluyor.
Kurumsal bir şirkete girdiğimde, şanslıydım çünkü bizim sektörde bir firma olması dolayısıyla farklı fonksiyonlarını iki buçuk yıl boyunca gözlemleme fırsatım oldu. Orada da elektronik pazarlamayla ilgili bir proje sorumluluğu üstlendim. "Acaba ben teknik bir adam mıyım?" diye düşündüm ve bu teknik tecrübenin daha sonraki satış işime güzel bir altyapı olacağını fark ettim. Çünkü otomasyon sektörü, teknik bilgiye sahip olduğunuzda daha kolay satabileceğiniz bir alan. Bana çok katma değeri oldu; çünkü çok sistem öğrendim ve teknik tecrübe edindim.
Fakat orada aldığım en büyük hazinem, on beş-on altı tane teknisyen arkadaşımın olmasıydı. Bir atölyem vardı ve dolayısıyla o atölyenin yönetimi, teknik işe elimi sokmaktan çok daha keyifli geliyordu. O zaman şunu anladım: Evet, ben ekiplere liderlik yapabileceğim işlere yönelmeliyim. Ruh olarak da bir satışçı ruhum var. Dolayısıyla enerji santralinden ayrıldıktan sonra, sektörümüzdeki bir Alman şirketinin enerji üretimi bölümünde, ama otomasyon kısmında görevime devam ettim.
Orada da aşağı yukarı beş yıl kadar çalıştıktan sonra yollarımız Rockwell Automation ile kesişti. Rockwell, Türkiye’de 1993 yılında kurulmuş bir şirketti. Dünyada ise 1903 yılında kurulmuş, dünyanın en eski otomasyon firmasıdır. Türkiye operasyonuyla ilgili bir yenileme sürecine girdikleri zaman bir araya geldik ve bu beni çok heyecanlandırdı. Çünkü çok kıymetli bir markanın Türkiye’de ciddi işlere imza atması, benim için de iyi bir fırsattı.
Şirkete başladıktan sonra fark ettiğim bir diğer şey ise, çok global bir firmanın aile atmosferinde nasıl yürüyebileceği oldu. Bu deneyimi Rockwell’de yaşadım ve sekiz yıldır burada görev yapıyorum.
Bu metin otomatik olarak oluşturulmuştur. Hataları bildirerek geliştirilmesine katkı sağlayabilirsiniz.