Şu an Türk Havacılık ve Uzay Sanayi olarak pek çok projede ana entegratör rolünü üstlenmiş durumdayız. Bu rolün gereği olarak, ister uçak, ister helikopter, ister insansız hava aracı olsun, platforma takılacak ekipmanların ve sistemlerin birlikte çalışabilirliğini, uyumlu bir şekilde çalıştığını doğrulamak bizim ana görevimiz. Bu noktada pek çok farklı disiplin, doğrulama aktivitelerini icra ediyor.

Platformlara bu ekipmanları, yani gerçek ekipmanları takmadan önce, Sistem Entegrasyon Laboratuvarı (kısa adıyla SIL) gibi özel bir test ortamı kuruyoruz. Burada hem gerçek ekipmanlar hem de onların yerine geçen simülasyon yazılımları var. Ayonik simülasyon yazılım mühendisliğinin temel görevi, bu simülasyon yazılımlarını geliştirmektir. Bu yazılımlar ekipmanların modelleri ya da bas protokolleri olabilir. Ayrıca dış dünyayla haberleştiği veya simülasyon yazılım altyapısıyla ilgili bileşenler de kapsam içindedir.

Günün sonunda, biz laboratuvarda simülasyon yazılımlarını kullanarak üç ana hedefi gerçekleştirmiş oluyoruz. İlk olarak, bu simülasyon yazılımları gerçek ekipmanların yerine geçiyor. Gerçek ekipmanları laboratuvardan çıkardığınızda, SIL'in hâlâ faal olması lazım. Simülasyon yazılımlarıyla bunu sağlıyoruz; test ortamı hâlâ çalışabilir oluyor. Böyle olunca, ekipmanlar platformda çalıştıkları zaman, yerde ya da uçaktaki testlerde bulunan hataları laboratuvarda tekrar o hata ortamını simülasyonlarla oluşturabiliyoruz ve bu şekilde hataları çözebiliyoruz. Aslında bir çözüm ortamının sürekliliğini sağlamış oluyoruz.

İkinci konu, gerçek ekipmanların çıktılarını manipüle ederek, yani sensör verilerini değiştirerek, örneğin istediğimiz değerlere, sanki uçak uçuyormuş gibi, diğer sistemlerin algılamasını sağlıyoruz. Böyle olunca, uçakla ilgili yer ve havada yapılacak testleri laboratuvar ortamında sağlamış oluyoruz. Bu da bizim maliyetlerimizi oldukça düşüren bir gelişmedir.

Üçüncü noktada, şirket olarak sadece iyi durum senaryolarını değil, aynı zamanda kötü durum senaryolarını da doğrulamak durumundayız. Örneğin, bir ekipman çalışmadığı zaman, diğer sistemlerin bunu algılayıp pilotlara görsel ve sesli uyarıları oluşturması gerekiyor. Bununla ilgili de testler yapıyoruz.

Günün sonunda, bütün bu sistem entegrasyon laboratuvarındaki testler sonucunda bulunan hatalar düzeltiliyor ve bu sistem, güncellenmiş versiyonlarıyla platforma yükleniyor. Artık doğrulama aktiviteleri bu platformlar üzerinde devam ediyor.