Zingat'ta çok memnun olduğum durumlardan biri, çalışma ortamımızın gayet rahat olması ve insanların birbirlerine karşı anlayışlı olmaları. Garip kurumsal baskı durumları içinde değiller. Ekip arkadaşlarıyla ya da üstleriyle herhangi bir konuyu rahatça konuşabiliyorsun. Esnek çalışma saatlerimiz var; işini yaptığın müddetçe iş her zaman ön planda tutuluyor. Bu süreçte oynamalar yapabiliyorsun. Sabah işe geldiğimde kahvemi alıyorum ve insanlarla biraz sohbet ediyorum. Kim ne yapıyor, ne ediyor gibi.
Frontalçilerin böyle bir tarafı var ama belki developerların sosyal olanları farklıdır, bilmiyorum. Yüzde yüz doğru bir şey olmayabilir ama en azından Zingat’ta böyle olduğunu düşünüyorum. İnsanlarla bulaşıp, onların ne yaptığını gözlemledikten sonra şirket içi dedikoduları topluyorum. Önce bir bakıyorum, ne var, ne yok.
Ben şu anda bir yıldır Scrum koşan bir takımdayım. Bizde ani durumlarla ya da hızlı teknik ihtiyaçlara cevap veren bir ekip var; bir de yazılım süreçlerinde Scrum ile iş geliştiren bir takım var. Ben o takımdayım ve burada bir iş planı var. İki haftalık sprintler koşuyoruz. Bu iki haftalık sprintler içinde bitirmemiz gereken belirli işler var. Bunların planlama toplantılarını yapıyoruz. Daha sonra retrospektiflerini gerçekleştiriyoruz. O işlere göre başlıyorum ve kendimi planlıyorum.
Gün içinde standart iş akışının yanı sıra, arkadaşlarımızla da bir arada çalışıyoruz. Birlikte çalıştığımız için problemler olduğunda birbirimize destek veriyoruz. Ana iş akışına o gün yapmam gereken işe sadık kalmak koşuluyla zaman zaman farklı konulara yöneldiğim olmadı değil. Code review toplantıları yapıyoruz; hangi işleri içeri alacağız, hangilerini almayacağız bunları sürekli testçi arkadaşlarla ve prodaktaki arkadaşlarla görüşüyoruz.
Aslında oldukça sosyal bir iş yapıyoruz. Yazılımcılığın bu kadar sosyal bir iş olduğunu ben de sektöre girince fark ettim. Günüm gerçekten oldukça hareketli geçiyor.
Bu metin otomatik olarak oluşturulmuştur. Hataları bildirerek geliştirilmesine katkı sağlayabilirsiniz.