Bu konu oldukça kapsamlı bir konu. Çünkü Türkiye'de mevcut durumu itibariyle önemli bir su riski var. Bunu net bir şekilde söyleyebilirim. Bu konuda aslında doğu alarm veriyor. Son elli yıl içerisinde otuz altı civarında göl kurudu. Maalesef, kişi başına düşen su miktarının bin tonun altına düşmesi bekleniyor. Bu, yıllık bir rakam ve bin tonun altına düşerse su fakiri ülke konumuna giriyorsunuz. Şu anki durumumuz aslında bin iki yüz tonlar civarında. Dolayısıyla önümüzdeki on beş yılda bizi ciddi problemler bekliyor.

Ben aslında bu konuda, şirketin stratejik iş ortaklarından sorumlu olarak görev aldığım için hem STK'larla, özel sektörle hem de devlet kurumlarıyla bu konuyu istişare etme fırsatı yakaladım. Panellere ve konferanslara katıldım. Burada da oldukça dile getirilen ve kabul edilen bir gerçek var. Türkiye'nin su stresinin maalesef olduğunu söyleyebilirim. Ancak güzel tarafı şu ki, bütün kurumlar bu konunun farkındalar ve aksiyon almak üzere birleşmiş durumdalar.

Umuyorum önümüzdeki süreçte, hem özel sektördeki markaların tüketici bilinçlendirmesi hem de doğru kurumların yapısal aksiyonlar almasıyla birlikte Türkiye'nin su problemini öteleyebileceğimizi düşünüyorum.