Ben 1996 yılında bankacılığa başladım. Hazineci olarak, o zaman hazineciler çok erken saatlerde bankaya gelirlerdi. Bir an önce Reuters’ların ve Bloomberg’den haber akışlarını açıp piyasada ne olduğunu anlamaya çalışıyorlardı. Fakat artık bu bilgiler yirmi dört saat elimizin altında. Artık cep telefonundan her şeyi izleyebiliyoruz. Dolayısıyla çok erken gelmeye gerek kalmıyor. Gazete okumak da portföyümüzün bir parçası. Eğer sabah bir toplantı yoksa, hazinede ekip olarak bugün ne yapacağımızı konuşuyoruz. Stratejik kararları ise Pazartesi günü yapılan APC toplantısında alıyoruz. Aktif Pasif Komitesi tüm bankalarda hemen hemen aynı günlerde toplanır. Orada kararlar alınıyor; yani Pazartesi bizim için daha özel bir gün. Diğer bankalarda farklı günlerde olabilir, ama o hafta uygulayacağımız stratejiyi belirlediğimiz bir toplantıdır. Pazartesi günü biraz daha özel geçer. Onun dışında hemen hemen her gün hazinede sabah toplantısıyla başlarız. Bugünkü pozisyonumuzun nasıl olduğunu ve nasıl hareket edeceğimizi belirleriz. Sonrasında gün içerisinde yoğun bir toplantı programı olur. Genelde dışarıda toplantılarda bulunuyorum. Bunun dışında bankanın iştirakleri var ve oralarda yönetim kurulu toplantıları yapılıyor. Oralarda bulunuyorum ama mümkün olduğu kadar azı içinde olmak istiyorum; ekip ile beraber piyasayı takip etmek hoşuma gidiyor. Öğleden sonra biraz daha sakin oluyor. Piyasalar genelde dört civarı sakinleştikten sonra, o günü nasıl kapattığımıza bakıyoruz. Piyasaların durumu ile ilgili dışarıdaki gelişmelere dikkat ediyoruz ve müşteri ordularına bir gün sonrası için ne yapabileceğimize karar veriyoruz. Dolayısıyla bir gün bu şekilde geçiyor; çok farklı olmuyor. Yani hemen hemen her gün bir gün replikası gibi devam ediyor.
Bu metin otomatik olarak oluşturulmuştur. Hataları bildirerek geliştirilmesine katkı sağlayabilirsiniz.