Anlatsın
Giriş
Networking nasıl yapılır?
Ertuğrul Belen
Ertuğrul Belen
Mehmet Zorlu Vakfı Gençlik Zirvesi Konuşmacısı, Mehmet Zorlu Vakfı
Transkript
Burada kalkıp insanlara deseydim ki, mesela sakın yabancılarla konuşma, hepsi bağırırdı. Konuşma işte, elini veren konuyu kaptırır. Bana bile güvenmedi. Şimdi bu bizim kültürümüzdeki atasözleri. Bak görüyor musun? Diyor ki, "Ya sen Ertuğrul'u dinleme, sakın yabancılarla ya tanımıyorsan boşver. Emniyetli alanda kal, tanışma, tanıştın, tanıştın; böyle ne kadar mesafeyi koru, tamam mı? Elini veren, kaptırır." Veya "Güvendiğin her şey yolunda gidiyor. Sen yine bir kuşu kupayı bırak. Babana bile güvenme." Bu kafayla networking yapılamaz. Ama tabii ki bunlar atasözleri. Belki kültürel, ülkemizin bulunduğu konumdan dolayı bizi emniyete almış bir konu. Ama dünya artık öyle değil. Düşünsene, eskiden tanımadığın birini tanımak için ne kadar çok zaman geçmesi gerekirdi, değil mi? İlk izlenim dediğin şey aslında sadece önyargıydı. Eski ilk izlenim, bir ilk izlenim, önyargı fiziğine göre karar veriyorsun. Bugün öyle değil ki. LinkedIn'ine bakıyorsun, şirketine bakıyorsun, vesaire. Gerçekten bu kişiyle ilgili ilk izlenim, hatta bugün biriyle ilgili yanlış bir şey düşünüp internete girdiğinde, "Ya ben adamı ya da kadını ne kadar yanlış anlamışım?" diye toparlama şansım var. Yani aslında ilk izlenim, son izlenim; her şey birbirine karıştı.

Dolayısıyla söylemek istediğim konu şu: Kültürümüz, maalesef araştırmalar, birbirine en az güvenen toplumlardan biri olduğumuzu gösteriyor. Bunun etkenleri var. Ama ne olursunuz? Bu konular hep yanınızdakiyle başlıyor. Yani bu bir uzaya çıkma konusu değil. Düğüne gittin, tamam mı? Düğünde seni hiç tanımadıklarını bildirdi. Yana tuttular. Bak, komik ama gerçekten öyle ya! "Merhaba" de, yani o otobüsteki yaşlı teyzeler gibi, "Nasılsınız, iyi misiniz? Ne yapıyorsunuz?" Ne kadar güzel! Böyle bir şey yap demiyorum zaten, dayak gelin Türkiye'de. Ama diyorum ki, "Nasılsınız, iyi misiniz? Ne vesileyle geldiniz? Kız tarafından mısınız?" O, orasıysa bu bir konferanssa hemen "kart" diye, Türkiye'de insanlar mesela doğrudan etiketle ilgili sorulan sorulara çok rahatsız olurlar. "Ne işle uğraşıyorsunuz? Ne yapıyorsunuz?" Bu hemen gerilirler. Ne yapmak lazım? Rahat sorular; "Nasılsınız? Bu konferansa daha önce katıldınız mı? Açılış konuşmasını dinleme fırsatınız oldu mu? İşte neyi tavsiye edersiniz? Ben ilk defa buraya geliyorum." Alan açma dediğimiz hikaye bu. Sonra karşıdaki dönüp, eğer şunu derse: "Ya bu arada, ne işle uğraşıyorsunuz? Ne yapıyorsunuz?" derse, Türkiye'de bu etkili. Türkiye'de gidip hava atmak için yol gitmiyor ama tatlı bir sohbeti başlatarak, karşıya "Ya bu arada, ne işle uğraşıyorsunuz?" dedirtebilmek işte bu güçlü networking Türkiye'de.
Bu metin otomatik olarak oluşturulmuştur. Hataları bildirerek geliştirilmesine katkı sağlayabilirsiniz.