Tıp Fakültesine girdiğimde böyle bir iş yapacağım aklıma gelmemişti. Çok uzun süredir orada görev yapan hocalardan bir tanesi, ilk gün görüşmüştü. Hatta büyük bir amfide herkese, Tıp Fakültesinde okumayla ilgili ve Tıp Fakültesinin hayatınıza kattıklarıyla ilgili konular konuşuldu. Hoca, "Aranızdan çok azı doktor olacak. Birçok kişi sanatçı, müzisyen, tiyatrocu filan çıkacak" gibi bir şey söyledi. Ben şöyle düşünmüştüm: Büyük amfide arkalara doğru bir yerde oturuyordum. "Ne alakası var? Yani ben buraya doktor olmaya geldim" diye düşündüm. Yani, hiç böyle bir yolculuk olacağı aklıma gelmemişti.
Tabii, Tıp Fakültesi zorlu bir okul. O süreç içerisinde birçok şey düşünüyorsunuz, birçok şey görüyorsunuz. Doktorluk yapmanın, tıp fakültesi okumaktan bahsetmiyorum, kendine ait bazı başka gerçeklikleri olduğunu da görüyorsunuz. Bunun kendinize uygun olup olmadığının kararını da aslında bu süreç içinde verebiliyorsunuz. Aslında orada hangi dönemde bu kararı vereceğiniz, hayatınızı değiştirebilir.
Benim sigortacılıkla tanışmam öğrencilik yıllarıma denk geldi. Fakülteyi bitirmeden önce sigorta şirketleri tazminat departmanlarında tıp fakültesi öğrencilerine görev veriyor. Sağlık sigortalılarının onay işlemleriyle ilgili bir "provizyon servisi" deniyor buna. Dolayısıyla orada göreve başladım ve sağlık sigortacılığıyla öğrenciyken tanıştım. Dolayısıyla, tıp fakültesi sonrası verilen bir karar olmadı benim için sağlık sigortacılığı.
Bu metin otomatik olarak oluşturulmuştur. Hataları bildirerek geliştirilmesine katkı sağlayabilirsiniz.