Sabah katıldıktan sonra ekiple birlikte güzel, keyifli bir kahvaltı ediyoruz. İlk olarak, planladığım işlere bir bakıyorum. Gün için yapmam gereken işleri kontrol ediyorum. Çünkü genelde ben yazılı çalışan bir insanım; notlarımı gözden geçiriyorum. Bugün yapılacak işlerim nelerdi diye düşünüyorum. Sonrasında arkadaşlarımla günü kısaca değerlendiriyoruz: Bugün nelerimiz var, nelerimiz yok, neleri tamamlamamız lazım. Süreli işlerimiz olduğu için projelerimizi planlayabilmek adına güne kafamda bir planlama yaparak başlıyorum. Aslında bu, işe gelmeden önce yaptığım bir şey. Ama geldikten sonra da notlarımla tekrar bir kontrol yaparak günü planlıyorum. Kısa bir planlama yapıyorum.
Tabii ki gündemimizde bir de e-posta yoğunluğu var. Ancak modern yaşamın hızlı temposu nedeniyle bazen e-posta üzerinden çok daha hızlı iletişim sağlanabiliyor; bu yüzden toplantılardan ziyade mail üzerinden çalışmayı zaman zaman tercih ediyorum. Bu sebeple, maillerime bakıyorum, önemli olanları işaretliyorum. Okuyarak, bu maillerle ilgili yapmam gereken şeyleri toparlıyorum.
Belirli zamanlarda toplantılarımız oluyor: gerek yönetim toplantıları, gerek departman içi toplantılar, gerekse diğer özel konulara ilişkin toplantılar. O güne denk gelen toplantımız varsa, rutin işlerimizi devam ettirip günü tamamlıyoruz. Ayrıca ertesi günün ve haftanın hazırlığını da yapıyoruz. Burada mesele şu: Bizim açımızdan, özellikle ana hedefe koşuyor olmamız gerekiyor. Şirket olarak ana hedefimizin etrafında dönen başka ardıl hedefler de olabiliyor. Dolayısıyla zaman yönetimi burada çok ciddi önem kazanıyor. Bu da benim için önemli konulardan bir tanesi. Sonuçta e-postalar içerisinde önemli olanlar olabiliyor; bunların yanı sıra daha ikinci planda ele alabileceğimiz konuları içeren mailler de var. Bu nedenle, mailleri değerlendirirken böyle bir perspektifle bakmak gerekiyor.
E-posta, hayatımızın bir gerçeği. Dolayısıyla masamızda oturduğumda mutlaka bunları cevaplamam gerekiyor. Ben, "Bakayım, sonra okurum" yaklaşımında olan bir insan değilim. Bazı kişiler, iki yüz-üç yüz tane okumamış e-posta ile yaşayabiliyor; ben ise maalesef öyle yapamıyorum. Onun için mümkün olduğunca gün içerisinde o döngüyü sağlıklı bir şekilde yürütmeye çalışıyorum. Zaten hızlı bir şekilde akşama ulaşıyoruz. O kadar yoğun bir tempoyla geçiyor ki, akşamı çabuk buluyoruz. O yüzden o günü kafamda değerlendiriyorum: Bugün neler yaptım, neler yarına kaldı, kaçırdığım bir şey oldu mu, ana hedeflerimin çerçevesinde neleri kaçırdım diye. Bu değerlendirmeyi yaptıktan sonra, genelde işle bağlantımı kesiyorum. Eve gittiğimde, ama zaman zaman önemli konular olduğunda yine telefon aracılığıyla iletişimimizi sürdürüyoruz.
Bu metin otomatik olarak oluşturulmuştur. Hataları bildirerek geliştirilmesine katkı sağlayabilirsiniz.