Gerçekten benim için de çok inanılmaz bir deneyim. Bir kere tamamen farklı bir kültürde çalışmak zorlu ama bir o kadar da keyifli. Ancak şunu unutmamak lazım, gittiğiniz ülkenin sigorta sektörü gelişmemiş bir ülke. Sizin de engin bir Türkiye deneyiminiz var; hem şirket olarak hem birey olarak küresel bir güçtesiniz. Dolayısıyla iyi bir hazırlık dönemi geçirdik. Yani ülkeye gitmeden önce orayı çok iyi tanıdık. Orada çalışmanın neler gerektirdiğini de iyi anladık. Genellikle başka bir ülkeye gittiğinizde küresel oyuncular bazı yanlışlıklar yapabiliyorlar. Bunlardan bir tanesi, gittiğiniz ülkeye dışarıdan birçok yönetici ve çalışan getirmeleridir. Biz şunu gördük: Azerbaycan’da yerel olarak güçlü insanlar yoksa bu tür ülkelerde başarılı olma şansınız yok. Dolayısıyla başarı için birinci anahtar bu. Evet, deneyimli Türkiye'den birkaç arkadaşı oraya üst düzey yönetici olarak atadık ama onun dışında yerelde çok iyi bir ekip kurduk, iyi bir ekip seçtik. Piyasada fark yaratacak çözümleri ortaya koymak lazım. Cesaretle, günümüzde "yıkıcı" diye tanımlanan modelleri bulmanız gerekiyor. Azerbaycan'daki sigorta satış modellerini değiştirdik; acentelik sistemleri kuruldu, dijital yatırımlar yapıldı. Elle poliçe kesiliyordu, biz bu şirketi tabletle poliçe kesen bir şirkete dönüştürdük. Kurum kültürü yoktu, takım kültürü yoktu. Yani hepsini üst üste koyduğunuzda, nasıl geçtiğini bilemediğim bir dört yıl oldu. Ama her sene şunu gördüm: Bu dört yılın sonunda ülkede on bir tane finans ve finans dışı sektör ödülü aldık, pazar payını yüzde iki–üçlerden yüzde dokuzlara çıkardık ve sektörün finansal olarak en güçlü şirketini kurmuş olduk; devamlı olan bir şirket tesis ettik. Dolayısıyla kültürel değişimden başlayıp dijital transformasyona, ürün farklılaşmasına ve tamamen yeni bir çalışma modeli kurmaya bağlı bir başarı hikayesi var. Ancak en önemlisi bu tek kişilik bir iş değil; bu tür değişimlerde çok iyi bir ekibe ihtiyaç var.
Bu metin otomatik olarak oluşturulmuştur. Hataları bildirerek geliştirilmesine katkı sağlayabilirsiniz.