Danışmanlığın aslında doğasında, müşterinin yanına gidip direkt onunla birlikte el ele, kol kola çalışmak ve elde etmek istediğimiz amacı birlikte gerçekleştirmek var. Dolayısıyla, müşteri bir yerde, danışman başka bir yerde ayrı ayrı çalışmaz. Bu işbirliği içinde yürür; dolayısıyla hep müşteri lokasyonunda çalışıyoruz. Bu ne demek? Müşterinin sağladığı bir proje odası veya ofis içinde, eğer açık ofis ortamındaysak, onların stili doğrultusunda oturarak bir gün içerisinde bazı PowerPoint ve Excel işleriyle uğraşabiliyoruz.

Mesela, diyelim ki bir işimizin süreçlerin iyileştirilmesi veya süreç analizi olduğunu düşünelim. Bu noktada, öncelikle uygun iş birimlerinden veya IT'den gerekli verileri elde etmeye çalışıyoruz. O verilerle bazı Excel üzerinde analizler yaparak sonuçlar elde etmeye çalışıyoruz. Yaptığımız iş için anlam ifade eden hipotezleri doğrulamak adına bu analizler oldukça önemli. Daha sonrasında bunları bazen daha üst seviyelere sunmamız gerekiyor. Öncelikle bu tip görevleri ekipteki arkadaşlara atıyorum. Sonrasında yapılan işlerin kontrolünü sağlıyorum ve gerektiğinde onları yönlendirmek durumunda kalabiliyorum.

Bu tür yönlendirmeleri yaparak, Excel veya PowerPoint gibi araçları kullanarak doğru mesajları müşteriye nasıl iletebileceğimiz üzerinde çalışıyorum. Bu süreçte PowerPoint sunumunu hazırlarken, öncelikle bir hikaye oluşturmaya odaklanıyorum: Müşteriye neyi anlatmak istiyorum? Problemi nasıl tanımlıyorum? Bu probleme verilerle nasıl yaklaşacağım? Bu gibi sorulara yanıt arayarak sunumumu hazırlıyorum. Sonrasında ekip olarak gidip bu sunumu müşteriye iletiyoruz.