Öncelikle TM okuyan bir öğrenci olarak, İktisat veya İşletme arasında kalmıştım zaten. Öncelikle neden iktisat ondan bahsetmeliyim.

Küçüklükten beri gazetelerin ekonomi sayfasındaki yazıları anlamaya çalışırdım, kısmet üniversiteyeymiş. Bence İktisat'ın en güzel yanı, müthiş bir reasoning ve analitik düşünce temelli olması. Mesela günümüzdeki bir konu üzerinden gidelim.

Cumhurbaşkanımız faizi düşük tut diyor. Düşük faizde paraya talep daha fazla olacak, piyasada daha fazla para olacak, enflasyon artacak. Merkez Bankası'da bunu bilerek faizi çok azaltmamaya çalışıyor. Eğer faiz yüksekse, insanlar borç almak istemez, borç almazlarsa piyasada daha az para olur, piyasada daha az para olursa fiyatlardaki artış düşer, enflasyon düşer. (sonra fazla enflasyon fazla nominal faize, i=r+π, sebep oluyor da ona girmiyorum sonra bilen biri eksik yazmış demesin diye not düşüyorum)

Bu gibi çok baside indirgenmiş sebep-sonuç ilişkileri inanılmaz zevkli. İktisat okurken tüm bu konulara hakim olabiliyorsun. Bugün doların durumu, euro'nun durumu, Amerika ne yapıyor, Brezilya neden gelişiyor gibi soruların cevabı hep iktisat'da. Aslında özellikle de dünya kültürüne ilgiliyseniz iktisat size daha da çok zevk verecektir. İktisat'ta Nijerya'yı inceleyip ekonomisi hakkında yorumlarda bulunabilirsin, Brezilya'yı inceleyip Türkiye'den nasıl ayrıldığını anlayabilirsin.

İş alanları olarak Finans'a da yönelebilirsin, ekonomistliğe de. Merkez bankası, Dünya bankası gibi kuruluşlar, Hazine Müsteşarlığı, Bankaların hazine bölümleri, büyük kuruluşların finans departmanında hazine bölümleri direk girebileceğin alanlar. Ancak şunu da unutmamalı, iktisatçılar bazı işletme derslerini alarak çalışma alanlarını oldukça genişletebilir.

Son olarak Özyeğin'de İktisat'a değiniyim. Çünkü benim için öncelikle üniversite, daha sonra departman oldu süreç, o yüzden Özü'de iktisat'ı seçmemin de belli sebepleri var. Bu daha çok bölümün gelecekte hakettiği prestiji kazanacağına inanmam ile alakalı. Örneğin İktisat bölümünün ilk mezunu, bana da hep yol gösteren Orhan Oxford'da Finans alanında yüksek lisansa kabul edildi. Ayrıca Orhan'ın arkasından gelen, benim üstüm olan, çok başarılı ve an az onun kadar iyi yerlere gelecek arkadaşlarımız var. O yüzden bölümün öğrencileri ve gelecekte olası sahip olacağı prestij de benim tercihimi etkiledi.

Genel olarak bazılarımız direkt ekonomistliğe bazılarımız ise finans alanına yöneliyor, ancak bu karar size kalmış. Eğer TM okuyup, tamamen sözel yapamam diyorsanız, ki ben yapamam, iktisat sizin için muhteşem bir tercih.

Sanırım üniversite sınavında ilk 5 bine girip onca seçenek arasından, okulun henüz 4. yılında Özyeğini seçen bir öğrenci olarak bu soruya güzel bir cevap verebilirim. İnanıyorumki geleceği hakkında gerçekten duyarlı olan insanlar tercih döneminde detaylı bir araştırma yapacaklardır. Bu araştırma sonucunda fark edeceğiniz Özyeğin Üniversitesi'nin yaşına göre ne kadar gelişmiş olduğu, ve expected return'unun ne kadar yüksek olduğudur. Okulumuzun akademik kadrosunu inceleyen biri, Amerika ve Avrupa'nın en saygın okullarından onlarca akademisyenin olduğunu görecektir. Bunun yanında ,ki bence gerçekten önemli bir konu, okulun İngilizce seviyesidir. Birçok diğer vakıf üniversitesinden daha yüksek bir İngilizce seviyesini şart koyan okulumuz sizi hazırlıkta zorlayabilir. Ancak kendi deneyimim, hazırlıkte geliştirdiğim İngilizce ile katıldığım her mülakatta tebrik almam ile sonuçladı ki bu tebrikler P&G, Unilever gibi şirketlerin yöneticilerinden geldi. Ayrıca derece yapan öğrenciler, ilk 5 binden itibaren en iyi burs şartlarını sağlayan üniversitelerden birinin Özyeğin olacağını görecektir ki beni de çeken faktörlerden biri buydu.
Ayrıca gerçekten de benim şuan olduğum gibi, ailenizden tamamen finansal olarak bağımsız bir üniversite dönemi yaşayabilirsiniz. Ek olarak da okulda var olan kısmi zamanlı çalışma olanakları ile ek gelir kazanabilir ve daha okurken önemli bir gelire sahip olabilirsiniz. Tüm bunların dışında, okulumuzun eğitim seviyesine de dikkat çekmeliyim. Benim Erasmus yaptığım okul, EBS Germany Times gazetesi tarafından Avrupa'da en iyi 14. işletme okulu seçilmişti. Ve dürüstçe ben bu okuldaki Erasmus dönemimde dersler bakımından hiç zorlanmadım ve hatta 3.5 a yakın bir ortalamayı tutturdum (Buna Erasmus’ta gezdiğim 11 ülkeyi de ekleyince benim gözümde 3.8 gibi bir GPA :). Bu benim için de okulumda verilen eğitimin uluslararası anlamda ne kadar geçerli olduğunun bir kanıtıydı. Ayrıca hem Minnesota hem de Tillburg'da değişim yapan çok sevdiğim bir arkadaşımdan alıntı yapıyorum, kendisi de aynı şekilde iki okulda da çok iyi ortalamalar yaptı ki bu da Özyeğin'deki eğitim seviyesini kanıtlar. Ayrıca şuna da dikkat etmek lazım, bizim okul olarak anlaşma yaptığımız üniversiteler dünyanın en iyi üniversiteleri arasında. Örneğin Minnesota dünyada 42., Michigan 9., Tillburg'da yanılmıyorsam 100. sırada olmalı (Bunlar sadece İşletme Fakültesi için benim bildiklerim). Bence bu bizim aldığımız eğitimin kalitesini kanıtlayan bir sonuç, çünkü bu prestijli okullar kendilerine eş olmayan okullar ile anlaşma yapmıyorlar.

Biraz uzattığımın farkındayım, ancak bizi diğerlerinden ayıran bir konu da staj imkanlarıdır. Fiba Holding şirketlerinde yapacağınız staj ile zorunlu staj hakkınızdan harcamadan bir iki sektörü tanıma şansınız olacak. Dikkat edin, zorunlu staj hakkınızdan harcamadan diyorum. Bu aslında Özü'deki düşünce tarzını gösteriyor. Başka okullardan birçok arkadaşımla konuştuğumda staj konusu mevzu bahis bile olmazken, Özü'de herkes stajlara önem veriyor ve daha ikinci sınıfta staj yapmaya başlıyoruz. Örnek vermek gerekirse, Endüstri Mühendisliği okuyan bir arkadaşım bir yaz içerisinde Fiba Holding, Koçtaş ve Romanya Anchor grupta staj yaptı ve bu sene de hem Tüpraş hem de Yıldız Holding'den teklif aldı. Bu bizim okulumuzun kültürü oldu artık, herkes geleceğine önem veriyor, herkes çabalıyor ve daha da önemlisi, Özü'de kuracağınız network geleceğine önem veren insanlardan oluşacak ki tahmin edebileceğiniz gibi çoğu zaman it is not what you know, it is who you know. Ayrıca iyi bir not ortalaması ile Rusya, İsviçre, Dubai gibi yerlerde yurtdışı stajı programına da katılabilirsiniz. Tüm bunlar sizi daha sonraki staj görüşmelerinizde bir adım öne atacak, bundan emin olabilirsiniz.

Özyeğin dediğimizde girişimciliğe dokunmasak olmazdı. Başka okullarda Girişimciliğe bu kadar destek var mıdır bilmiyorum, ama bizim okulun gerçekten öncü olduğuna inancım tam. Okuldaki birçok işletmenin öğrenciler tarafından işletilmesi, her sene iş fikirleri için başvurular açılması ve uygun olanların okulda uygulanması, Girişim Fabrikası’nın başarılı fikirlere destek olması. Tüm bunlar içinde o girişimci ruhu olduğunu inananlar için çekici özelliklerden.

Son olarak da şunu belirtmeliyim, ben Özyeğin'e yatırım yaptığımda, aldığım puanı birçok kendini çoktan kanıtlamış üniversiteye rağmen Özyeğin'e yatırdığımda, büyük bir risk almıştım. Çünkü o dönemde okul henüz kendini kanıtlamamıştı ancak artık gelenler için bu risk gitgide azalıyor. Okul kendini kanıtlamaya başladı ve daha da önemlisi, sektörde kanıtlamaya başladı. Birçok uluslararası yarışmada başarı kazanan öğrencilerimiz var (CME Forex, CFA). Ki bu yarışmalara Türkiye'nin de en önde olan üniversiteleri katılıyor ve Özü birinci çıkabiliyor. Birçok uluslararası şirket artık bizim okulumuzu tanıyor ve hatta dünyanın en büyük FMCG şirketlerinden birinin yöneticisi bana ‘’Bu sene Sabancı ve Özyeğin’e odaklanıyoruz’’ demişti mülakatta. Bu çok önemli, çünkü bizim henüz çok az sayıda mezunumuz var ve ona rağmen böyle bir imaj yaratabilmişiz. Bu noktada bence güzel olan bir konu da, Özyeğin’de bayrağı siz taşıyabiliyorsunuz. Ben ve tüm arkadaşlarım okulu benimsiyoruz, mülakatlarda sadece kendimizi değil okulu da temsil ediyoruz. Çünkü imajı yaratan bizleriz, Boğaziçi gibi önceden yaratılmış bir imaj yok. İşte bu bazıları için bir risk bazıları için bir avantaj. Ben risk almayı seçtim ve şuan mutluyum. Okulumu her alanda temsil edebilmek, okulumun adını taşıyabilmek beni daha da mutlu ediyor. Benim yazım tabiiki İşletme fakültesi bazında oldu, ancak diğer fakültelerde de çok başarılı sonuçlar alındığını duyuyorum.

Soru sormak isteyenler çekinmeden yazabilir :)

Bir dönem hazırlık oku ve İngilizce'ni geliştirmeye özen göster. Kesinlikle seni bir adım öne atacaktır.

24 Krediden az almamaya dikkat et bu yüzden bazı hakları kaçırabiliyorsun.

Staj imkanlarından yararlan, yazını boş geçirme. Geçirdiğin her boş yaz rekabette seni geriye atacak bunu unutma

Sen yaratmadığın sürece öyle bir ayrım yok. Kaldı ki bizim okulda burssuz insan bulmak oldukça zor. Herkes en azından % veya 50 burslu olduğu için herkesin bir seviyede derslere karşı bir motivasyonu bulunmakta. O yüzden bir şekilde vakıf üniversitelerinde olan burslu-burssuz durumunu dersler bakımından elemeyi başardığımızı düşünüyorum. Bunun dışında ben tam burslu okuyan bir öğrenci olarak bugüne kadar hiç bir sorun yaşamadım ki en yakın arkadaş çevremde tam burslu bir tek ben varım.

Her bankada çalışabilir. Merkez bankası, Hazine gibi devlet kurumlarında çalışabilir. Şirketlerin finans bölümlerinde çalışabilir.

Bunlar direk alanlar, bunun dışında akademisyenliğe yönelebilir. Ayrıca iktisadi idari birimlerde olması sebebi ile, İşletme dersleri alarak da bir işletmecinin yaptığı birçok işi yapabilir.

Ulaşım şuan için bir sorun. Ben şahsen shuttle firmasının verdiği hizmetten memnun değilim. Taşdelen'e seneye metro gelirse o bayağı bir rahatlatacak bu sorunu.

Bunun dışında kurumsal, öğrenci işleriyle ilgili bazen sorunlar yaşayabiliyorsun, ancak eninde sonunda hallediliyor.

3. sorunu bulmak için bayağı düşündüm. Bulamadım.

Sevgiler, Saygılar

Akademik kadro
Staj İmkanları
Girişimciliğe Destek
Yurtdışı anlaşmalar
Burs İmkanları
Eğitim Kalitesi