Bilkent Üniversitesinde sosyal hayatınızı geliştirmek adına gerçekten çok seçeneğiniz var. Eskrim den tutun buz patenine kadar her spor dalında kurslar, sizin ile aynı fikirde olduğuna inandığınız insanlar ile tartışma ortamı oluşturacak öğrenci klüpleri, eğitimler, seminerler, eğlenceler, festivaller…

“Üniversiteden sonrası kolay!!” yalanını artık yutmadığınızı tahmin edebilirim ama zor olanı renklendirmek sizin elinizde (:

Üniversitedeki öğretmenlerimi gerçekten doyurucu buluyorum. Bu bence çok önemli.

Ben sayısal bir öğrenciydim. Seçeneklerim; tıp, mühendislik, öğretmen ve diğerleri idi. Doktor ya da mühendis olmanın bana göre olmadığını düşündüm. İnsanlar ile sürekli ilişki kuruyor olmak veyahut makineler arasında dolaşmak beni tatmin etmeyecekti. Ben de diğerleri bölümünü biraz genişletmek istedim. Karşıma fizik, biyoloji, kimya, fizyoterapist gibi bölümler çıktı. İşte tam bu sırada teyzemin bana almış olduğu “Gen Savaşları” adlı kitabı okuma fırsatı buldum. Kitabı çok iyi anlamış değildim o zamanlar, şimdi tekrar okuduğumda rahatça kavrayabiliyorum, ama böyle bir dünyanın parçası olmak, bilinmeyenler ile, soru işaretleri ile uğraşmak çok heyecan verici bir fikirdi benim için. Çok şanslıyım ki motivasyonum ÖSS ye kadar sürdü (:

** Bu bölümü isteyenler için ” Bir Türün Yirmiüç Bölümlük Otobiyografisi ” okumalarını öneririm. Bu kitap 23 kromozomumuz hakkında kısa bilgiler veriyor, aynı zamanda bilim tarihinden de söz ediyor. Bakalım beğenecek misiniz? ;)

Ben okulumu bölümüne göre seçenlerdenim. Uzun zamandır istemekte olduğum ” Moleküler Biyoloji ve Genetik ” bölümünün üniversitelerdeki durumlarını inceledim. Facebook aracılığıyla İTÜ, Boğaziçi ve Bilkent gibi üniversitelerde okuyan öğrenciler ile iletişim kurdum. Bunun dışında internet araştırmaları, sayısal verileri ve öğretmenlerin üretkenliklerini inceledim. Bu araştırmalar bana hep Bilkent Üniversitesi’nin araştırma geliştirme konusunda Türkiyedeki en iyi okullardan biri olduğunu gösterdi. Eğer bir MBG ( Moleküler Biyoloji ve Genetik) öğrencisi olmak istiyorsanız araştırma koşullarının gerçekten çok iyi olması gerekiyor. Bunun garantisini Bilkent Üniversitesi’nin yeterince verdiğini düşünüyorum.