Neden Moleküler Biyoloji ve Genetik Bölümü?

8 Cevap

Ben sayısal bir öğrenciydim. Seçeneklerim; tıp, mühendislik, öğretmen ve diğerleri idi. Doktor ya da mühendis olmanın bana göre olmadığını düşündüm. İnsanlar ile sürekli ilişki kuruyor olmak veyahut makineler arasında dolaşmak beni tatmin etmeyecekti. Ben de diğerleri bölümünü biraz genişletmek istedim. Karşıma fizik, biyoloji, kimya, fizyoterapist gibi bölümler çıktı. İşte tam bu sırada teyzemin bana almış olduğu “Gen Savaşları” adlı kitabı okuma fırsatı buldum. Kitabı çok iyi anlamış değildim o zamanlar, şimdi tekrar okuduğumda rahatça kavrayabiliyorum, ama böyle bir dünyanın parçası olmak, bilinmeyenler ile, soru işaretleri ile uğraşmak çok heyecan verici bir fikirdi benim için. Çok şanslıyım ki motivasyonum ÖSS ye kadar sürdü (:

** Bu bölümü isteyenler için ” Bir Türün Yirmiüç Bölümlük Otobiyografisi ” okumalarını öneririm. Bu kitap 23 kromozomumuz hakkında kısa bilgiler veriyor, aynı zamanda bilim tarihinden de söz ediyor. Bakalım beğenecek misiniz? ;)

Öncelikle üniversite tercihlerinden müzdarip öğrenci olduğumu belirtmem gerekir. Henüz çocukluğumdan beri doğaya ve biyolojiye ciddi derecede meraklı olsam da gelecek kaygısından ötürü Moleküler Biyoloji ve Genetik bölümünü tercih listeme almamıştım. Bunun yerine, biyolojiyle entegre edilmiş biyoinformatik gibi alanları da içerisinde barındıran Bilgisayar Mühendisliği’ni tercih etmiştim ve yerleşmiştim. Açıkçası bilgisayarla çok fazla haşır neşir biri değildim. Hatta, programlama hakkında da hiç bir fikrim yoktu. Bölüme heyecanlı biraz da endişeli bir şekilde başlamıştım. İlerleyen zamanlarda yanlış bir tercih yaptığımı farkettim. Bölüm değiştirme kararımı 1.sınıf 1.dönem’de vermeme rağmen tüm bir seneyi bitirdikten sonra bölüm değiştirdim. Moleküler Biyoloji ve Genetik bölümünün dahi ve mütevazi bölüm başkanı Prof. Tayfun Özçelik’ten aldığım zorunlu Introduction to Modern Biology(MBG110) dersinin de bölüm değiştirmem de etkisi oldu. Şu an yeni bölüme mbg öğrencisi olarak başlayacağım. Biyoloji, zooloji, evrim, bilim felsefesi ve tarihi gibi konularda edindiğim bilgilerin akademik hayatıma katkıda bulunacağını düşünüyorum. Çünkü, oldukça geniş bir alana yayılan bir bölümde okuyacağım.

Biyolojinin en yaygın etkiye sahip iki dalının birleşimi olan Moleküler Biyoloji ve Genetik bölümü Türkiye' de ilk kez Bilkent' te kuruldu. Bazı geleneklerin oluşmaya başladığını fakat bölümün durağanlıktan uzak olduğunu net bir şekilde gözlemlemek mümkün. Hocaların çoğu genç ve istekli olduğundan akademik tartışma konuları en güncel ve teknolojik sorunlar üzerine yoğunlaşıyor. Her türlü MBG deneyinin yapılabileceği ve oturmuş bir laboratuvarı mevcut. Açık ara Türkiye' nin en iyi yaşam bilimleri bölümü. Bu bölümden mezun olmak tabii ki gurur verici.

"Biyoloji ile aram çok iyi ama doktor olmak için yıllarımı okuyarak harcamak istemiyorum", "insanların ağız kokusunu çekmek istemiyorum" veya "sayısal öğrencisiyim ama mühendis olmak istemiyorum" diyorsanız aradığınız bölüm MBG. Mühendislik fakültesinde yer alamayan bir bölüm olmasına rağmen mühendislik fakültesi derslerinin çoğunu da içinde barındırıyor olması bu bölümün Bilkent Üniversitesinin en zor bölümlerinden birisi olmasına katkı sağlıyor. Ancak bu söylediklerim moral bozukluğu yaratmasın çünkü isminden ve zorluğundan gelen bir ağırlığı olan bu bölümde okuduğunuzu söylediğiniz takdirde insanlar tarafından artık başka bir gözle bakılmaya başlıyorsunuz. Bu bölümde okumak isteyenlere en büyük tavsiyem ise laboratuvarlarda çok fazla vakit geçireceğiniz için size destek sağlayabilecek özel bir üniversitede okumanız.

Şimdi çok doğruyu söylemek gerekirse ben sadece adı çok güzel duyulduğu için yazmıştım. Ancak, iyi ki de yazmışım diyebilirim. Öncelikli olarak gazetelerden takip ettiğiniz gelişmeleri sadece okumakla kalmıyorsunuz, işin içine giriyorsunuz. Kulaktan dolma bilgilerle yorum yapmıyorsunuz. Gerçekten araştırmaya başlıyorsunuz.

Buna ek olarak, MBG bölümü, dünyanın dört bir tarafında gelişmiş değil, gelişmekte olan bir bölüm. Önü çok açık.

Her insan farklı mesleklere sahip olsada moleküler biyoloji hepsinden farklı bir yere sahip. Bu iş alanında yaptıklarınız sınırlıdır belli kriterleri vardır. Ama moleküler biyoloji farklıdır. Bilim sonu görünmeyen kuyu gibidir. Her yeni şey başka şeyleride beraberinde getirir. Herkes araştırma hevesiyle çalışmaz. Moleküler biyoloji ve genetikte herzaman araştırmaya, bilğiye aç bir insan olmalısınız. Her bilği size yetmez. Dahasını istersiniz. Seni sen yapan yapıyı bilmek incelemek kadar muhteşem bir iş olabilir mi?

Soyut ve Somut uğraşlar arasında bir seçim yapmak yani Genetik bilimi mi ? Yoksa Tıp bilimi mi ? Ona karar vermek lazım diye düşünüyorum. Ben daha çok soyut uğraşlardan hoşlandığım ve araştırma hedefli olduğumdan ek olarak cevabı verilmemiş milyon tane sorusu olan Genetik bölümünü tercih ettim.

Ben bu bölümün Türkiye'deki ilk mezunlarından biriyim (Boğaziçi, 2001), 20 yıldır da moleküler biyolog olarak çalışıyorum. MBG öğrencisine yardımcı olmak için bir Youtube kanalım var.


MBG mezunları ne iş yaparlar, farklı sektörlerde çalışan mezunlarımıza sordum ve şu playlist'te topladım.


Bir de canlı yayında soruları yanıtlamıştım, o da burada.