Ben sayısal bir öğrenciydim. Seçeneklerim; tıp, mühendislik, öğretmen ve diğerleri idi. Doktor ya da mühendis olmanın bana göre olmadığını düşündüm. İnsanlar ile sürekli ilişki kuruyor olmak veyahut makineler arasında dolaşmak beni tatmin etmeyecekti. Ben de diğerleri bölümünü biraz genişletmek istedim. Karşıma fizik, biyoloji, kimya, fizyoterapist gibi bölümler çıktı. İşte tam bu sırada teyzemin bana almış olduğu “Gen Savaşları” adlı kitabı okuma fırsatı buldum. Kitabı çok iyi anlamış değildim o zamanlar, şimdi tekrar okuduğumda rahatça kavrayabiliyorum, ama böyle bir dünyanın parçası olmak, bilinmeyenler ile, soru işaretleri ile uğraşmak çok heyecan verici bir fikirdi benim için. Çok şanslıyım ki motivasyonum ÖSS ye kadar sürdü (:

** Bu bölümü isteyenler için ” Bir Türün Yirmiüç Bölümlük Otobiyografisi ” okumalarını öneririm. Bu kitap 23 kromozomumuz hakkında kısa bilgiler veriyor, aynı zamanda bilim tarihinden de söz ediyor. Bakalım beğenecek misiniz? ;)

Öncelikle üniversite tercihlerinden müzdarip öğrenci olduğumu belirtmem gerekir. Henüz çocukluğumdan beri doğaya ve biyolojiye ciddi derecede meraklı olsam da gelecek kaygısından ötürü Moleküler Biyoloji ve Genetik bölümünü tercih listeme almamıştım. Bunun yerine, biyolojiyle entegre edilmiş biyoinformatik gibi alanları da içerisinde barındıran Bilgisayar Mühendisliği’ni tercih etmiştim ve yerleşmiştim. Açıkçası bilgisayarla çok fazla haşır neşir biri değildim. Hatta, programlama hakkında da hiç bir fikrim yoktu. Bölüme heyecanlı biraz da endişeli bir şekilde başlamıştım. İlerleyen zamanlarda yanlış bir tercih yaptığımı farkettim. Bölüm değiştirme kararımı 1.sınıf 1.dönem’de vermeme rağmen tüm bir seneyi bitirdikten sonra bölüm değiştirdim. Moleküler Biyoloji ve Genetik bölümünün dahi ve mütevazi bölüm başkanı Prof. Tayfun Özçelik’ten aldığım zorunlu Introduction to Modern Biology(MBG110) dersinin de bölüm değiştirmem de etkisi oldu. Şu an yeni bölüme mbg öğrencisi olarak başlayacağım. Biyoloji, zooloji, evrim, bilim felsefesi ve tarihi gibi konularda edindiğim bilgilerin akademik hayatıma katkıda bulunacağını düşünüyorum. Çünkü, oldukça geniş bir alana yayılan bir bölümde okuyacağım.

Biyolojinin en yaygın etkiye sahip iki dalının birleşimi olan Moleküler Biyoloji ve Genetik bölümü Türkiye' de ilk kez Bilkent' te kuruldu. Bazı geleneklerin oluşmaya başladığını fakat bölümün durağanlıktan uzak olduğunu net bir şekilde gözlemlemek mümkün. Hocaların çoğu genç ve istekli olduğundan akademik tartışma konuları en güncel ve teknolojik sorunlar üzerine yoğunlaşıyor. Her türlü MBG deneyinin yapılabileceği ve oturmuş bir laboratuvarı mevcut. Açık ara Türkiye' nin en iyi yaşam bilimleri bölümü. Bu bölümden mezun olmak tabii ki gurur verici.

"Biyoloji ile aram çok iyi ama doktor olmak için yıllarımı okuyarak harcamak istemiyorum", "insanların ağız kokusunu çekmek istemiyorum" veya "sayısal öğrencisiyim ama mühendis olmak istemiyorum" diyorsanız aradığınız bölüm MBG. Mühendislik fakültesinde yer alamayan bir bölüm olmasına rağmen mühendislik fakültesi derslerinin çoğunu da içinde barındırıyor olması bu bölümün Bilkent Üniversitesinin en zor bölümlerinden birisi olmasına katkı sağlıyor. Ancak bu söylediklerim moral bozukluğu yaratmasın çünkü isminden ve zorluğundan gelen bir ağırlığı olan bu bölümde okuduğunuzu söylediğiniz takdirde insanlar tarafından artık başka bir gözle bakılmaya başlıyorsunuz. Bu bölümde okumak isteyenlere en büyük tavsiyem ise laboratuvarlarda çok fazla vakit geçireceğiniz için size destek sağlayabilecek özel bir üniversitede okumanız.

Şimdi çok doğruyu söylemek gerekirse ben sadece adı çok güzel duyulduğu için yazmıştım. Ancak, iyi ki de yazmışım diyebilirim. Öncelikli olarak gazetelerden takip ettiğiniz gelişmeleri sadece okumakla kalmıyorsunuz, işin içine giriyorsunuz. Kulaktan dolma bilgilerle yorum yapmıyorsunuz. Gerçekten araştırmaya başlıyorsunuz.

Buna ek olarak, MBG bölümü, dünyanın dört bir tarafında gelişmiş değil, gelişmekte olan bir bölüm. Önü çok açık.

Genellikle akademik alanda ilerleyen MBG mezunları, ülkenin en önde gelen üniversitelerinde veya araştırma kurumlarında akademik çalışmalarını sürdürürler. Bunun haricinde mezunların hatırı sayılır bir kısmı dünyanın çeşitli üniversitelerinde master veya doktora yaparlar ve büyük bir kısmı ülkeye geri dönerek üniversitelerde hocalık yaparlar.

Henüz devlette direk bir istihdam alanı eser miktarda olmasına rağmen eğer çalışanlar çeşitli şekillerde bilgi ve ilgi alanlarını genişletirlerse, hem devletin hem de özel sektörün istihdam edebileceği seçkin bir birey olurlar. Bu niteliklere sahip mezunlar Ar-Ge'si kuvvetli bir şirkette görev alabilir veya kendi start-up şirketlerini kurabilirler.

Bölüm mezunlarımızın `'ı akademik kariyer düşüncesi ile çeşitli üniversitelerde akademisyen olarak görevalıyor. Yurtdışı master/doktora şansı olan mezunlar ya yurtdışında yada ülkemizde araştırmalarına çeşitli üniversitelerde devam ediyorlar. Tüp bebek merkezleri, genetik lab.ları, tanı lab.larında görev alabiliyorlar.

Ben bu bölümün Türkiye'deki ilk mezunlarından biriyim (Boğaziçi, 2001), 20 yıldır da moleküler biyolog olarak çalışıyorum. MBG öğrencisine yardımcı olmak için bir Youtube kanalım var.


MBG mezunları ne iş yaparlar, farklı sektörlerde çalışan mezunlarımıza sordum ve şu playlist'te topladım.


Bir de canlı yayında soruları yanıtlamıştım, o da burada.

MBG ; inatci, hirsli , caliskan ve yaratici insanlarin bolumudur. Sorunlara cozumler bulmak icin yaraticilik, uzun raporlara dayanmak icin sabir, yapilan hatalara ragmen devam edebilmek icin motivasyon gerektirir. Bilimi cok ve cok sevmek, zor kosularda pes etmemek, surekli devam etmek istemek gibi ozelliklere sahip olunmasi gerekir.


Edit: Doktora tez savunmam kapida,hala bu sekilde dusunuyorum.

Öncelikle gerçekten ilgisi olmayan insanların okumaması gereken bir bölüm. Çünkü bu bölümde zorlanmamanı sağlayan şey ilgi ve heyecan. Meraklı, ilgili ve çabuk pes etmeyen insanların okuması gerektiğini düşünüyorum. Öteki türlü gerçekten bir süre sonra motivasyon kaybolur ve bölüm çekilmez hale gelmeye başlar. Tabii ki bu gelecekte çok zorluk çekmenize sebep olur.

Bilim aski ile dolu olanlara gore bir bolumdur, azimli, motive olmaniz gerekir. Bu kisisel gelisim kitabi gibi gelsede kulaga, motivasyon olebiliyor sonrasinda, o yuzden iyi tartip bicin. Yoksa muhendislik bolumleri daha fazla imkan saglayabilir.

Bence bu bölüm için kişide olması gereken asıl özellik merak. Merak edip sürekli bir şeyler öğrenme arzusu içinde olursa ve de araştırmaya gönül verirse bu bölümden çok keyif alıp başarılı işler ortaya koyabilir. 

Kesinlikle ingilizce okunması gerekir. Terimler, önemli yayınlar, kapsamlı kitaplar ve en önemlisi gelecekte yapılacak araştırmalarla ilgili yazılacak makaleler için ingilizce gerekli.

İngilizce. Okuman gereken makaleler İngilizce, düzgun bir yerde yayın yapmak için İngilizce yazman lazım, terimler zaten İngilizce

Hocalarımız fena değil ama son yıllarda laboratuvar şartları olarak yetersiz. Çünkü çok fazla öğrenci alınıyor ve laboratuvarlar yetmiyor.

Yeterli olduğunu düşünmüyorum. Okul çok öğrenci alıyor, hoca sayısı az, lab alanı dar, isim olarak reklam olarak çok farklı lab lar var gibi tanıtılıyor ama 1 tane ortak lab dışında diğerlerine girilmiyor.Hocalar kendi alanları dışında çalışma göstermek isteyen öğrenci ile pek ilgilenmiyor.Eğer gelme durumunuz olursa da ingilizce MBG yi seçmenizi tavsiye ederim.

Mezunlar genellikle akademik kariyere yöneliyor olsalar da ARGE alanında çalışmak da tabii ki mümkün. Pek çok şirkette, araştırma laboratuvarlarında vb. çalışılabiliyor.