Aynı okul ve aynı bölümü tercih ederdim. Yalan yok; iyi okul, zor bölüm... Ama mezun olduğunuzda hissettirdiği tatmin duygusu paha biçilemez.

Bu sorunun tekil bir cevabı olması imkansız. Üniversite isimleri zamanımızda çok büyük bir etiket. Ama sırf etiketi iyi diye hoşlanmayacağınızı düşündüğünüz bir bölüme ya da iyi bir üniversitenin düşük puandan alan bir bölümüne girmeye çalışmamak gerek. Üniversitenin ve bölümün kazandıracakları arasında bir optimum bulmaya yönelik bir tercih yapmak en mantıklısı olur.

Bilkent, sosyal imkanları Türkiye'deki birçok üniversiteye kıyasla bir hayli fazla olan bir okul. Her zevke göre öğrenci kulüpleri mevcut. Yeni başlayanların üniversiteye adımlarını attıkları ilk günden itibaren onları farklı deneyimlere çekmeye çalışan sosyal aktiviteler ve kulüpler olacak. Biraz akışına bırakıp çekildikleri yöne gitmelerinde fayda var. Beğenmezlerse başka arayışların içine girebilirler ama en beğendiklerinde karar kılıp devamlılık göstermek ve üniversite hayatından başka bir yerde edinemeyecekleri tecrübeleri edinmek belki de en büyük kazanımları olacaktır.

Hocaların kimin burslu kimin burssuz olduğuna dikkat ettiğini hiç sanmıyorum. Dolayısıyla akademik anlamda bir ayrımdan söz edilemez bence. Sosyal olarak da bir ayrım gözlemlemedim. Arkadaş edinirken burs durumunu bir kriter olarak göz önüne alıyorsanız o başka tabi. Bursluysanız okula para ödemeden kafa rahat okuyorsunuz. Değilseniz parasını vere vere çatır çatır hizmet alıyorsunuz. Aradaki fark bu sadece.

Elektrik Elektronik'e giren adam zaten her alanda kendini geliştirebilecek, birden fazla yeteneği olan adam demektir. Bu sebeple iş dünyasında yolu açıktır. Üniversitedeki başarısına göre kendi sektöründeki her firmada çalışabileceği gibi bölümünün adını bir etiket olarak kullanıp yeteneğinin uygun olduğu işleri de yapabilir. Yöneticilik mevkilerine yükselme potansiyeli olduğu da doğrudur. Ama bundan sonrası tamamen bireysel başarıya bağlıdır. Bu bölüm sizi direk şu yapar diyemem.

Sevmiyorum diyemem diyebilirim. Ama bayılmıyorum da...

Kışları kar yağdı mı hayat çekilmez oluyor. Onun dışında İstanbullu değilseniz öyle büyük bir eksisi yok. Yaşaması rahat ve kolay bir şehir. Sadece şunu söyleyebilirim: Eğer zaten Ankara'da yaşıyorsanız üniversiteye servislerle ulaşım biraz sıkıntılı bir durum. Özel araç ihtiyacı hissedeceksinizdir muhakkak.

Aileniz Ankara'da yaşamıyorsa bir artısı yok bence. En büyük artısı aileyle beraber okurken endişe duymadan yaşamak. (Ailenin yanında üniversite okumayı daha avantajlı buluyorum, evet. Üniversite gibi gençlik yıllarının en tatlı döneminde aileden uzakta olmanın kulağa çok hoş gelen yanları olduğu doğrudur ama evin rahatını ve derslere odaklanmak dışında bir endişenizin olmamasını da göz ardı etmeyin derim ben.) Bunun dışında Ankara'ya da haksızlık etmeyelim. Eğlenecek gayet güzel mekanları var. Sadece memur şehri olduğu için hayat hafta içi oldukça erken bitiyor sokaklarda. Ama sonuçta memleketin başkentinden bahsediyoruz ve İstanbul dışında diğer her yerden çok daha gelişmiş bir şehir. Üstelik trafiği de İstanbul'a kıyasla çok daha az ve mesafeler daha kısa. Üniversitelerin genelde kampüs üniversitesi olduğunu da unutmayalım. Zaten Türkiye'nin en iyi birkaç üniversitesi bu şehirde.

Fazla akademik odaklı bir üniversite. Öğrencilerini, özellikle mühendislik gibi ağır bölümlerde okuyanları, başarılı olmaya çok zorluyor. Sosyal anlamda kendinizi geliştirirken derslerde bocalamanız çok olası. Bazen bir üniversite gencinin en büyük ihtiyaçlarından olan spora bile ayıracak vakit kalmıyor.

Yurtdışı bilinirliği, hocalarının kariyeri (Hocalar iyi ders anlatıyor demiyorum. Üniversitede hocalar genel olarak öğrenci odaklı ders anlatmıyor zaten. Sadece hemen hemen hepsinin üstün başarılarla dolu bir profili var diyorum.), olanakları... Olanaklardan kastım sadece özel üniversite olmasından kaynaklanan laboratuvar, kütüphane vb. avantajlar değil. Bu hususta kendini paranın gücüyle daha fazla geliştirmiş olan İstanbul üniversiteleri olduğundan şüphem yok. Ama Bilkent'te ortam ve çevre size entelektüel bir kimlik kazandırır. Bu devlet üniversitelerinde ve henüz kimliğini oturtmamış yeni yetme üniversitelerde bulamayacağınız bir avantajdır. Tabi dışarıya yansıtılan senaryolarda olduğu gibi değil de (Bilkentli dediğin para şımarığıdır gibi.) akıllaca bir şekilde kullanmayı bilirseniz.

Çünkü Bilkent Üniversitesi'ndeki en iyi bölüm. Yine aksini savunanlar olacaktır ama Bilkent en çok yatırımı ve önemi mühendislik fakültesine bahşediyor. Mühendislik fakültesinin de göz bebeği elektrik elektronik mühendisliğidir. Bu sadece Bilkent'te değil bütün dünyada son birkaç on yıldır genel kanıdır. Benimle bir alakası yok yani.

Çünkü Bilkent Türkiye'nin en iyi özel üniversitesi. Aksini savunanlar olacaktır muhakkak ama Bilkent kuruluş yılı itibariyle diğer özel üniversitelere göre yurtdışı bilinirliği olarak çok daha önde ve bu da onu diğer üniversitelerin arasından sıyırıyor.