Çünkü doktorluk saygıdeğer bir meslek, insanları mutlu etmenin, onlara yardım etmenin verdiği haz bence paha biçilemez. Ve kazancıyla da tatmin olursunuz. Gerçi ben daha yolun çok başındayım ama; içinizde bir yerler tıp diyor; ama işte şöyle mi olur ki,ay ben tıp okuyamam hep sabahlara kadar ders çalışıyormuş onlar gibi düşünceler sizi sıkıntıya sokuyorsa da bence boş verin onları, tıp yazın.
Bu yaz 23 gün final öncesi tatilimiz vardı, bazı bölümler yaz tatiline başlamışken ders çalışmak zorunda olmak bana cidden çok koydu. Ama geçti gitti. Yine olsa yine tıp yazarım :)

Sınav sonuçları açıklanmadan, hatta sınava girmeden önce herkesin aklında çeşitli üniversite ve bölümler vardır. Açıkçası benim aklımda hiç ama hiç yoktu Manisa.İzmir,Antalya, Bursa falan olsun diye düşünürdüm.Zaten hangi tıp fakültesini bitirirsen bitir çıkınca doktorsun ve kimseden bu doktor şu üniversiteyi bitirmiş bence o daha başarılıdır gibi bir diyalog duymadım ben hiç.Bence sosyal ihtiyaç ve isteklerimizi karşılayabilecek bir üniversite veya şehirde okumalıyız. Tıp gibi yoğun çaba gerektiren bir bölümdeysek kesinlikle öyle olmalı.Celal Bayar üniversitesi kampüsü dağınık olduğu için ilk eksiyi alır en başta.Ama tıp fakültesininki en güzel kampüs.Bir de İzmir yolu üzerinde zaten. Her gün gidip gelen bir sürü öğrenci var,tabi benim gibi yol çekmek istemezsen de rahat rahat Bozköy’de kal yürüyerek git-gel okula. Ayrıca hocalarımız da gayet iyi(birkaç istisna var şimdi yalan olmasın :) ). Bir de maddi açıdan da bakarsak Manisa uygun bir şehir bence.

Kurul sistemi olduğu için öğrenciyi sürekli zorlamıyor. Ve gerçekten çok ilgili ve iyi hocalarımız var. Öğrenci sayısı çok fazla olmadığı için de sıcak bir ortamı var. Kulüpler aracılığıyla çoğu kişiyi tanıyorsunuz ki bence bu güzel bir şey.

Binamız öğrenci sayısına yeterli değildi, iktisatın binasına taşındık. Ama eski yerimiz daha iyiydi bence.
Uygulama dersleri ve sınavlarında organizasyon yetersizliği oluyor çoğu zaman. Kantinde bekliyoruz sıra gelene kadar.