Bilkent'i düşünüyorsanız emin olun ki sizi çok güzel bir üniversite hayatı bekliyor. Önceki sorulara verdiğim yanıtları mutlaka okuyun, kesinlikle yardımcı olacaktır...

Bilkent'i en dolu şekilde yaşamak isteyenler için aşağıya 3 altın kural yazıyorum, benden söylemesi ;)

1)Derslere gidin!: Bu okulda bölümünüz ne olursa olsun derslerde bulunmanız sizin sınav öncesi çalışmak zorunda olduğunuz tonlarca yükü azaltacaktır çünkü hep sınıfta anlattıklarından sorarlar. Dersler zor değil, kimseye kanıp sizi korkutmalarına izin vermeyin, çalışınca oluyor bana güvenin.

2)Çevre edinin!: Kişi dersi aldığınız değerli profesörünüz de olsa, yanınızda oturan sınıf arkadaşınız da sakın insanlarla tanışıklık ve yakınlık kurmadan bitirmeyin okulu. Her bağlantınızın size gerek okurken gerek mezun olduktan sonra ne kadar fayda sağlayacağına siz bile inanamayacaksınız.

3)Aktif olun!: Okulda gerçekten kimse tarafından sayısı bilinmeyen kulüp etkinlikleri yapılıyor. Çok tecrübeli, faal ve dinamik öğrenci topluluklarından mutlaka birinde aktif olarak görev alın, kendinizi sosyal olarak da geliştirin. Bunun dışında, spor ve sanat alanındaki Bilkent farklarını da yaşayın, bu okulda siz yapmak istedikten sonra sizi tutacak hiçbir şey yok, aksine herkes kırmızı halı seriyor ayaklarınızın altına.

Ben kayıt yaptırmadan önce de aynı yanılgı vardı ve etrafımda, nedendir bilinmez, konuyla hiçbir şekilde ilgisi olmayanın bile söylenip durduğu bir olaydı. Tamamen bir söylentiden ibaret olduğunu düşünüyorum. Zaten böyle bir şeyin varlığını bile düşünmek çok çirkin. Sadece Bilkent Üniversitesi'nde değil hayatın her aşamasında bu ayrımı gözetecek insanlar olacaktır ama bu bir şeye ne kanıt olabilir ne de bir insanın karar anını etkileyen bir faktör. Okula geldiğinizde zaten göreceksiniz, maddi durumu çok iyi bir aileden gelen ama bir o kadar da başarılı arkadaşlarınız da olacak ya da daha düşük gelirli bir aileden gelip hiç derslerle alakası olmayan arkadaşlarınız da. Beşinci senemi okuyorum bu yıl Bilkent'te ama hala çoğu arkadaşımın burssuz mu yarı burslu mu yoksa tam burslu mu olduğunu bilmem, benim de yarı burslu olduğumu bilen yok denecek kadar azdır çünkü böyle şeyler oturulup da konuşulmuyor, yeri geldiğinde konusu açıldığında bahsediliyor ancak.

Kesinlikle! İyi ki Bilkent'te okuyorum, iyi ki Bilkentliyim...

Bir işletme bölümü mezunu zaten okulun son senesine gelmeden aşağı yukarı hangi alanda uzmanlaşmak istediğini anlıyor ve bu karar doğrultusunda seçmeli dersler alıyor. Hepimizin bildiği gibi bizim alanımız iş hayatındaki her şeyle ilgili, hayatımızın vazgeçilmezi olan 'para' faktörü neredeyse orada bir 'İşletmeci'ye ihtiyaç olacaktır. En popüler olan alanlardan bazıları şunlar: Pazarlama, Finans&Muhasebe;, Satış, Danışmanlık, Bankacılık. Bir işletme mezunu olarak zaten kendinize limitler koymamalısınız, sadece hangi dalda kendinizi iyi hissedip başarılı olacağınıza karar vermelisiniz. İşletme belki de en geniş iş imkanı sunan bölüm çünkü bir reklamcının da yapabildiğini yapabilir yaratıcılığını kullanarak ya da bir uluslararası firmada aracılık veya tercümanlık da yapabilir yabancı dilini kullanarak. İnsan ilişkileri kuvvetliyse Halkla İlişkiler alanına kayabilir ya da rakamları seviyorsa çalıştığı şirket ya da kendi şirketi için finansal anlamda önemli kararlar alabilir. Her üniversitenin işletme bölümünde aynı durumu görebilseydik keşke ama maalesef bu saydığım hemen her alanda yeterli bilgiyi sağlayan çok az üniversite var, Bilkent de onlardan biri. Bilkent size her ihtimal için temel bilgiyi sağlar, nerede uzmanlaşacağınıza dair yönlendirir ve en sonunda okul hayatı boyunca sağladığı 'network' ile kısa zamanda istediğiniz gibi bir iş bulmanıza yardımcı olur.

Daha önce de bahsettiğim gibi en az 5 ay süren soğuk bir kış mevsimi en büyük sorun bana göre. Çok klişe olacak ama denizin olmaması da büyük eksiklik. Özellikle Bilkent'te ve benzer durumdaki şehir merkezine uzakta bulunan üniversitelerde okuyan arkadaşlar için ulaşım kolay değil toplu taşımayla çünkü yetersiz bir ağ var. Bilkent öğrencileri yine bu konuda da şanslılar çünkü çok planlı ve programlı işleyen semt servisleri ve en az saatte bir şehirden okula okuldan şehre gidip gelen okul servisleri var.

Ankara'da öğrenci olmanın en büyük artısı bence tiyatrolara, operalara ve diğer sanatsal aktivitelere çok yakın olmak. Çok uygun ücretler karşılığında birbirinden güzel oyunlar izleyebilirsiniz gerek devlete gerek özele ait olsun. Ankara kadar sanatı sevip önem veren bir şehir daha görmedim. Ek olarak, çok sayıda üniversite ve dolayısıyla öğrenci olduğu için sıkılmanız neredeyse imkansız çünkü hemen hemen her gün farklı bir yerde farklı bir konseptte bir organizasyon düzenleniyor. Partilerden şenliklere, değerli konuşmacıların katıldığı forumlardan konserlere çok geniş bir yelpaze söz konusu.

Ankaralı olmayan bir 'Bilkentli' olduğum için tek sevemediğim yanı sanırım okulun Ankara'da olması. Şehir aslında tam da öğrenciler içinmiş gibi görünse de maalesef uzun süren kötü hava şartları ve Ankara'nın diğer şehirlerimize göre doğasının daha sıradan olması dezavantaj oluşturuyor.

İhsan Doğramacı Bilkent Üniversitesi'nde dünya çapında yarışılan çok önemli bir projeden, okul binalarıyla ilgili ufak bir ayrıntıya kadar her şey maksimum düzeyde ciddiye alınarak yapılıyor. Akademisyenler, idari çalışanlar, diğer görevliler kısacası herkes işini en iyi şekilde yapmaya çalışıyor. Bunun dışında, hangi bölümün öğrencisi olursanız olun, gerek dersi aldığınız öğretim üyesiyle gerekse bölümün ya da fakültenin üst idarecileriyle dilediğiniz zaman yüz yüze ve en doğal halinizle konuşup bir öneri ya da şikayetinizi paylaşabiliyorsunuz. Okulun bilim dışında sunduğu sayısız sanat, spor, sağlık ve güvenlik gibi olanakları da çok çeşitli ve kaliteli.

İşletme bölümünü okumak küçük yaşlardan beri hayalimdi. İleride kendimi saygın bir iş kadını olarak görmek istediğim için en doğru kararı bu bölümü seçerek verdiğimi düşünüyorum. İşletme, bilinen kalıplaşmış söylentilerin aksine aslında sizi çok yönlü düşünmeye yönlendiren ve iş hayatında devamlı kendinizi yenilemenizi sağlayan bir bölüm. Okunan her bölüm için geçerli olduğu gibi, işletme bölümünde de öğrencilik hayatınız boyunca kendinize katacağınız artılar sizin yolunuzu belirleyecektir. Fark yaratmak bu alanın altın kuralı.

İhsan Doğramacı Bilkent Üniversitesi sadece Türkiye'nin değil dünyanın da sayılı üniversitelerinden biri. Kuruluş amacı tamamen bilime ve araştırmaya dayanan okulumuzdaki her bölümün çok büyük emekler verilerek kurulduğuna inanıyorum. Bilkent, gelecekte başarıyı hedeflemiş ve iyi yerlere gelmeye yetkin mezunlar yetiştirmek için bölümün ve bağlı olduğu fakültenin öğretim kadrosunu,ders içeriklerini ve öğrenim ortamlarını titizlikle belirliyor.

Benzer Kişiler

Gülçin Sincan
Gülçin Sincan
Kurumsal İletişim Yöneticisi, AstraZeneca
Yiğit Binici
Yiğit Binici
Operasyon Lideri, Decathlon
Egemen Ay
Egemen Ay
Senior Category Finance Manager, NAMETRUB, Algida, Unilever
Emin Öztürk
Emin Öztürk
Kıdemli Ürün Yöneticisi, AstraZeneca
Selin Dekeli
Selin Dekeli
Global Marketing Manager, Hayat
Selim Akiş
Selim Akiş
General Manager (Genel Müdür) / RB Turkey Hygiene, Reckitt Türkiye
Uluç Yuca
Uluç Yuca
İş Geliştirme Direktörü, Zingat.com
Duygu Arlı Gürler
Duygu Arlı Gürler
Head of HR (İnsan Kaynakları Departman Müdürü) / RB Turkey Hygiene, Reckitt Türkiye
Dide Yiğit Duygulu
Dide Yiğit Duygulu
Ticari İşler Müdür Yardımcısı, Akbank