Kriz ve kriz yönetimi nedir?
Deniz Esin
Deniz Esin
Müşteri Yöneticisi, Marjinal Porter Novelli
Transkript

İletişim Danışmanlığı sektörünün çok ciddi ve rahatsız edici gerçeklerinden bir tanesi krizdir. Bir markanın veya hizmetin başına her an bir kriz gelebilir. Biz krizleri hayatın bir parçası olarak ve asla göz ardı edilmemesi gereken noktalar olarak görüyoruz.

Büyük bir deprem olduktan sonra hepimiz evlere deprem çantası koyduk. Biz deprem çantasını markanın ofisine deprem olmadan önce koyuyoruz. O esnada ne yapacağınıza ve başınıza ne gelebileceğine dair senaryolar üretiyoruz, bu da Kreatif Ekibimizin katkılarıyla oluyor. En kötü ne olabileceğini, başınıza en kötü ne gelebileceğini, bir uçak firmasıysanız uçağınızın düşme ihtimalini, uçak düştüğünde ne yapacağınızı düşünmeniz ve yazılı iletişim planlarıyla bunları uygulamanız gerekiyor.

Kriz anında mahallelerde bazı tabelalar vardır, toplanma noktalarını gösterir. Biz de markanın hayatını o toplanma noktası tabelalarına yerleştiriyoruz. Kimin konuşacağını, kimin susacağını, kimin nereye gideceğini, ilk mesajların nereye iletileceğini belirliyoruz.

Artık kriz dediğimiz şey bir havayolu şirketi uçağının düşmesi değil; sosyal medyada bir anda sizin hakkınızda çıkan bir dedikodu veya yaptığınız bir hatanın ışık hızıyla yayılması demektir. Bu da Sosyal Medya Ekibinin uzmanlığına giriyor. Bu yüzden hayatınızda sosyal medya krizi olmaması için ne yapmanız gerektiğini veya olursa da nasıl konuşmanız gerektiğini bilmemiz gerekiyor. Dolayısıyla iletişim kanalları üzerindeki tehditleri, elimizdeki ürünün veya hizmetin açıklarını çok iyi bildikten sonra her zaman olabilirmiş gibi davranıyoruz, olmayınca da seviniyoruz.

Halkla İlişkiler kavramı, İletişim Danışmanlığı’nın bir parçasıdır. Halkla İlişkiler kavramının altında dinamizm sağlayan, gidiş ve gelişi en hızlı olan bir Basınla İlişkiler kanalı var. Bence basın çok enteresan bir oluşum çünkü bir gazeteyi, televizyonu veya sosyal medyadaki bir haber kaynağını toplumun her seviyesindeki insan aynı anda takip ediyor. Gazete sayfası herkese aynı görünüyor ve orada yakalanması gereken ortak bir dil var. Gazetecilerin işlerini en çok zorlaştıran şeyin bu olduğunu düşünüyorum çünkü onlar her noktasıyla anlayıp konu hakkında hiçbir şey bilmeyen insanlara birebir anlatacak cümle, kelime ve anlatım şekillerini bulmakla, haberin peşinden koşmakla veya haber değerinin ne olduğunu bulmakla yükümlüler. Bir motto vardır; insan köpeği ısırırsa haberdir, köpek insanı ısırırsa haber değildir…